Son Dakika
Kıymetli Okuyucular,
Değerli Can Dostlar.
Yazılarımda yerelde kalmak, yerele matuf konuları irdelemek, düşüncelerimi paylaşmak istediğimi biliyorsunuz. Ancak bazen farklı temalara değinmek zorunda oluyorsunuz. Bölgeden uzaklaşınca farklı şeyler de hayal ediyorsunuz. Karşılaştırma yapıyorsunuz. Bende bir müddet için Kestel’den uzaklaşınca, hasbıhalimi paylaşayım istedim. Düşüncelerimi, gördüklerimi yazacağım. Mümkün olduğu kadar kıyaslamalar yapacağım.
Gezmek, seyyahat edebilmek gerçekten çok kıymetli bir aktivite olarak herkesin bildiği ve önemsediği bir olgudur. Ancak her kişinin yapabilmesi çeşitli gerekçelerle mümkün olmuyor. Buna madden veya manen birçok farklı sebepler sayılabilir.
Bazen her türlü imkanı olanlar bile, bir takıntı bulup seyahatlerden kaçınabilirler. Seyahat etmeyi yorgunluk, zaman kaybı, ne gerek var, veya lüzumsuz masraf diyerek es geçerler. Kayıpta olduklarını kabul etmezler. Kanaatimce her imkan kullanılmalı ve fırsata dönüştürülerek değerlendirilmelidir.
Şunu dikkatlere sunmadan geçemem. Bizim dünyamızın inanç önderi Peygamberimizin beyanı diye öğrenmiştim. “Seyahat ediniz, sıhhat bulunuz” diye tavsiyede bulunmuş. Veya bizim toplumun önderleri “Tebdil-i mekanda ferahlık vardır” veciz sözü ile geniş manada seyahati önermişlerdir. Aynı benzerlikle “Çok okuyan mı, çok gezen mi bilir” yine kafamızda cevap veremediğimiz bir sorudur. Gerçi ben her gün en az 20 sayfa kitap okunmasından yanayım. Ancak gezmeyi de çok kıymetli görüyorum. Olmazsa olmazımdır. Özellikle kültür, coğrafya veya doğa gezileri en çok sevdiklerimdir.
Yine bir seyahate 30-40 gün İçin yelken açtım. Tebdil-i ülke, hatta tebdil-i kıta yaptım. Yazımı yere ayak basınca çektiğim fotoğrafla da zenginleştirmeyi denedim.
12 Eylül, Pazartesi İstanbul-Sabiha Gökçen hava alanından başlayan aktarmalı üç buçuk saatlik uçuşumuz ile, Amsterdam-Schiphol hava alanında iki saatlik bir aktarma molası vererek Newyork’a devamla uçtuk. Tabii olarak batıya Güneş’e doğru Amsterdam-Newyork arası uçunca yedi saatlik uçuş, sanki bir saat gibi oldu. Schipholden havalandığımızda saat öğlen ikiyi gösteriyordu. Newyork JFK havaalanına indiğimizde ise saat on beş elli idi.
Yarım gün kazanmış olduk. Yani siz Kestel de geceye başlamışken, biz Newyork’a inmiş olduk. Henüz Akşam olmamıştı.
Kardeşim bizi alandan aldı. Konaklama mekanına 27 km lik şehir içi mesafeyi, bir saat onsekiz dakikada gidebildik. Yolda, Manhattan de sakin bir alanda çektiğim fotoğrafı paylaştım.
Görünen o ki, burada da enflasyon azmış, benzin pahalılaşmış (!!!!) özel araç trafiği azalmış. ( ha ha haa !!!)
6-7 milyon nüfuslu dünya kenti, Newyork ta üç adet uluslararası, 30 km lik çevre dairesinde de 14 adet çeşitli büyüklüklerde iç havaalanı olduğunu daha önceki seyahatlerimden biliyorum.
Biz hala Şehir içinde ki YUNUSELİ hava alanımızı iktidarın, TOKİ iştahı, ranta kurban etmemek için uğraşıyoruz. Yenişehir Havaalanını da hala aktif olarak, kargo için bile verimli kullanamıyoruz.
Buralardan gözlemlerimi aktarmaya devam edeceğim. Yeşilin, Newyork’ta gökdelenlerin arasında bile kaybedilmediğini görmek, Kestel meydanda taksi durağındaki kestiğimiz, kuruttuğumuz asırlık Çınarlarımızın üzüntüsünü çoğalttı. Yüreğimi acıttı, yaktı. Kestel hedeflerimi büyüttü.
Gününüz neşeli bereketli geçsin.
Sağlıcakla kalın. Az kaldı, az kaldı.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
18 Eylül 2023 Yazarlar
16 Eylül 2023 Yazarlar
15 Eylül 2023 Yazarlar
02 Eylül 2023 Yazarlar