logo

Demokrat Yobazlar

Geçtiğimiz hafta sonu güzel bir sünnet düğününe katıldım.
Kınası, Kale mahallesi okulu bahçesinde yapılan eğlentinin, sünnet töreni Kestel Cemevinde yemekli bir şekilde yapıldı. Hacı Bektaş Veli Derneği ve Cemevi eski başkanlarından olan İmam Hüseyin Bor’un, bu sade cemiyetinin gösterişten uzak olması, şatavattan kaçınması ve sünneti dernekte yapması çok önemlidir.
Hedef, derneğin cazibe noktasına gelmesi için atılmış bir adımdır bence…
Örf ve geleneklerini unutmayan, onu çocukların sünnet kıyafetine dahi yansıtan sade bir güzellikte idi, bu cemiyet…
Elazığ şalvarı, çocukların evde unuttuğu dokuz köşe kasketi ile, daha da hoş bir güzellik yer etti hafızalarda…
Bazıları aslını inkar ededursun.
İmam Hüseyin Bor, “Biz de böyle” mesajı verdi, aslını unutanlara…
Kim ne anlar, ne anlamaya çalışır bilemem…
Ancak;
Bu cemiyette, benim olduğu kadar bir çok kişinin gözlerinin aradığı isimler de vardı.
Örneğin; Gürhan Akdoğan…
CHP Milletvekili İlhan Demiröz, Kemal Ekinci, Turhan Tayan, Sena Kaleli, Akyan Erdemir, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, CHP İl Genel Meclis üyesi Kahraman Atlı, İlçe başkanı Yıldıray Atlı, Meclis üyeleri v.s. v.s..
CHP’nin fedakar meclis üyeleri Zeynel Üngör, Rıdvan Şahin ve Kudret Koçoğlu haricinde bu cemiyete katılımın gösterilmemesi, CHP içerisindeki sıkıntıları da beraberinde ortaya koymuştur.
“Demokrasi” sözcüğünü her fırsatta dillerinden düşürmeyenlerin, bırakın demokrasiyi savunmayı, demokrat olmalarından bile şüphe edilmeye başlanmıştır.
Bunlar benim gözümde, Şüpheli demokratlardan başka bir şey değildirler…
Ah de vefa denilen bir olgunun CHP çatısı altında olmayacağını, bunun mümkün olmasının imkansızlaştığını her geçen gün görmezden gelemeyiz.
Kin ve intikam duyguları ile siyaset yapan, lafta demokrat gözüken yobazlarla yol yürünmeyeceğini, eminim benim kadar İmam Hüseyin Bor’da anlamıştır…
Siyaset denilen olgu, eğer insanın acı ve mutlu gününde onunla bir araya gelmesine engel ise, lanet olsun sizlerin yaptığı siyasete, anlayışa ve demokratlığa…
CHP’nin her dönem hamallığını, yükünü aile boyu çektiğine şahit olduğum Bor, ailesinin bunları hak etmediğine inancım tamdır…
Kimileri burada elbette farklı bahaneler ortaya atacaklardır, yok bana davetiye vermedi, haberim yoktu, çağrılmadım gibilerden…
Ama…
Ah de vefa denilen bir şeylerinin olmadığını anlayacaklardır…
Belki bu uyarımla….
Hiçbir iyiliğin, kötülüksüz kalmadığı günümüzde gelinen kirlenmişlik ortadadır.
Halk için yapılmayan, siyasi menfaat ve çıkar için yapılan siyasetlerin en yakın seçimlerde yerle bir olacağını, insanları kazanmayıp, kaybetmenin ne demek olduğunu anlayacaktır belki birileri.
Ama, çok geç olacaktır…
Savunulmaya ihtiyacı yoktur. İmam Hüseyin Bor’un…
Sevenleri her zaman yanında yer alır, dostu, arkadaşı olarak…
Özü de sözü de birdir…
Sonunda söyleyeceğini en başında söyler. Dik duruşlu, söylediğini yapar ideallerinin peşinde korkusuzca koşar. Kimseye boyun eğmez. Bazıları gibi etek altına da saklanmaz. Adam gibi adam denilen, nesli tükenen tiplerden biridir.
Korumaya alınmalı derim, Bu kadar pislikten…
Kokuşmuş, insan müsvettelerinden…
Yoksa, iki dakikada benzetirler kendilerine…
Yakınen tanıyanlar, yazdıklarımın hepsine doğru diyeceklerdir. Kimisi ilave bile eder, yazıyı okurken içinden…
Cemiyettir olur biter…
En güzel şekilde bitti de..
Peki, koltuğunu kaybedenler yarın ne yapar…
Koysunlar, köşesi olmayan yuvarlak şapkalarını düşünsünler bakalım..
İçinden çıkabilecekler mi..?
Makamları ile şeref, haysiyet kazananlar, makamı ellerinden gittikten sonra ne olur bilin bakalım..?
Haftanın sorusu olarak bir yere not alın…
Belki, lazım olur…
Kalın Sağlıcakla…
DİP NOT: Değerli Arkadaşım İmam Hüseyin Bor’un oğlu DEVRİM, Ali Musa Bor’un oğlu CENK’in sünnet cemiyetinden büyük keyif aldım. Erkekliğe adım atan her iki delikanlıya şahsım adına geçmiş olsun der, sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir gelecek dilerim.

Share
536 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

7+6 = ?