Deprem bize ne dedi

Mustafa Ülker

musstafaulker@kestelyore.com

     Değerli Can Dostlar

     Kıymetli Okuyucular. 

     Üzüntümüz çok büyük. Her birimiz ekranlarda gördüklerimiz ile duygu ve düşüncelerimizi örtüştüremiyoruz.  Tanımlamakta zorlanıyoruz. Yaşanan doğa olayı bir afad mı, bir felaket mi, bir imtihan mı yoksa bizi bize tanıtan, gösteren bir olay mı? Nedir? Ben bir tanımlama yapamıyorum. Ruhum daralıyor. Hayal gücüm yetmiyor. Beyin gücüm yetersiz kaldı. Siz ne diyor, ne düşünüyorsunuz?

     Ancak bu olayın hepimizin geleceğini şekillendireceğine inanıyorum. Herkes kendine şu soruyu soruyor ve cevap arıyordur sanırım. “BİZ NEREDE YANLIŞ YAPTIK “ veya “ YANLIŞ OLAN NE”

      Değerli okuyucular, her birimiz bu milletin bir ferdi, bu ülkenin evlatları olarak bazı şeyleri görmeye başladık. Görmedik, duymadık, bilmiyoruz deme şansımız kalmadı. Sosyal medya yoluyla her yerde cebimizdeki televizyonlarımızla her anı, olayı takip edebiliyoruz. Hatta canlı canlı an be an takip edebiliyoruz. Muhatapların yaşadıklarını, kendi öz anlatımları yoluyla hissediyoruz, gözlemleyebiliyoruz. 

       Şu bir gerçek, millet olarak her şeye rağmen bir ve beraber olabileceğimizi gördük. Bunun çok büyük bir güç ürettiğini artık biliyoruz. Sağcısı  solcusu,  A partili B partili, sünnisi alevisi, zengini fakiri, eğitimlisi eğitimsizi vs vs demeden herkes birbirine yardım ediyor,  Umut dağıtıyor. Moral pompalıyor.  Sivil toplum organizasyonlarında gençler fedakarca çalışmaları, özellikle de gönüllülük esaslı yardımlarıyla, her türlü engellenmeye rağmen müthiş başarı hikayeleri yazdılar. 

     Devletimizin resmî kurumları olarak başta Ordumuz, AFAD, Kızılay, Belediyelerimiz, yabancı ülkelerin Arama-Kurtarma grupları, Resmî kurum teşkilatlarımız vs hepsi bazı aksamalara veyahut koordinasyon zaafiyeti yaşanmasına rağmen gecikmeli sahada idiler. Soğuk hava ve ulaşım zorluklarına rağmen canla başla bir can daha enkazdan çıkarılsın diye çabaladılar. 

      Başlığımıza geri dönelim. Deprem bize ne dedi. Birinci olarak bize akıllı olun, birlik olun, beraber olun dedi. 

     Farkettik ki gücümüz birlikte, beraberlikte artıyormuş. Dünya kamuoyu hayranlıkla izliyor. 

      İkinci olarak akıllı olun, deprem kuşağındasınız unutmayın, bilimden ayrılmayın, hazırlık yapmak zorundasınız dedi. 

     Farkettik ki ülkemiz kıta levhalarının kesişme noktasında bulunuyormuş. Dolayısı ile her an her noktasında yıkıcı nitelikte yer hareketlerine hazır olunması gerekiyormuş. 

     Üçüncü olarak akıllı olun yaşadığınız mekanların nerede ve nasıl inşaa edildiğini araştırın dedi. 

      Farkettik ki fay kırığı, zemin araştırılması, yapı tarzı, inşaatı yapan ekip çok önemliymiş. Bilimsel verilere göre planlama gerekli, Deprem sigortası lüzumluymuş. 

     Dördüncü olarak akıllı olun yerel siyaseti takip edin, yerel yönetiminizi belirlemede etkin olun dedi. 

     Farkettik ki yerel yöneticilerin liyakat ve ehliyet sahibi kişilerden belirlenmesi ve dürüst ahlak sahiplerinin tercih edilmesi çok önemli, çok değerli ve hatta gerekliymiş. 

     Beşinci olarak akıllı olun deprem ve afet tatbikatlarına katılın, egzersizler yapın. Düdük ve zaruri ihtiyaç çantanızı hazır bulundurun dedi. 

    Farkettik ki tatbikat ve egzersiz önemliymiş, tedbirli olmak, hazırlıklı olmak gerekliymiş. Daha sonrada inanç olarak kadere iman edilmeliymiş. 

     Bütün bu olanlardan sonra toplumsal olarak travma yaşıyoruz. Deprem bölgesinde olmayanlar olarak bizde buralarda deprem yaşamış gibiyiz. Çaresiziz ve çözüm olarak yardım organizasyonlarına katkı koymaya çalışıyoruz. Ama ciddi bir güven kaybı yaşıyoruz. 

       Henüz yakın çevremize, yaşadığımız yerlere, oturduğumuz binalara, zaruri ihtiyaçlarımıza odaklanabilmiş değiliz. İktidarda olan hükümetimiz bu problemler karşısında doğal olarak çare üretmeye çalışıyor. Yeterli çözüm henüz stratejik olarak tayin edilebilmiş değil. Bu durum herkes tarafından farklı bir algılama ile yorumlanıyor. Değerlendiriliyor. 

      Bilim insanlarının iddiaları ile ülkemiz ana levhası dört metre, bazı bilim insanlarına göre yedi metre batıya doğru hareketlendi. Gerçek olan ise ifade edildiği kadarıyla an itibarıyla Kırkbir bini aşmış insanımız can vermiştir. Milletimizin başı sağ olsun. Bölge ağır yaralıdır. Hepimize ihtiyaç vardır. Onarılması, ayağa kalkması yıllar sürecektir. 

     Buradan KAF’ı (Kuzey Anadolu fay hattı) Bursa’mızı, Kestel’imizi, top yekün bölgemizi de değerlendiren saygın bilim insanlarımızın söylediklerine dikkatlerinizi çekmek isterim. Kestel’in evladı ve sevdalısı olarak gereğinin yapılmasını ilgili ve yetkili olan tüm yöneticilerimizden bekliyorum. 

     Gereğini yapın, Depremden korkmayın.

     Sağlıcakla kalın, huzurlu mutlu olun.