logo

KİMSE BENİ ANLAMIYOR

Sevgili okurlarım;
Devlet Bahçeli “beni anlamıyorlar” diye Türkiye kamuoyuna serzenişte bulunuyor, çok doğru söylüyor, bende yıllardır bu köşede doğruları yazıyorum, ortamı olduğu zaman sözlü olarak söylüyorum. Ama kimse beni ne anlıyor, nede dinliyor. Çünkü onlar kördür görmez, sağırdır duymaz.
Sayın Bahçeli, bu sizin eserinizdir. Sizler insanlar görmesin, duymasın, bilmesin istediniz ve amacınıza ulaştınız. Kör, sağır, cahil ve man kafa bir toplum yarattınız. Çünkü, halkı rahatça sömürmek, ülkenin coğrafi zenginliklerini engelsiz talan edebilmeniz için görmeyen, duymayan, düşünmeyen ve itiraz etmeyen cahil insanlar topluluğuna ihtiyacınız vardı, o topluluğu da devlet aracılığıyla Türkiye de oluşturdunuz. Türkiye de kapitalist azınlık sınıf, emekçi cahil çoğunluk sınıftan büyük bir bölümünün beynini yıkayarak, kandırıp yanına alarak, kendi azınlık diktatörlüğünü, onlar sayesinden çoğunluk diktatörlüğüne çevirdi. Anlayacağınız şu anda Türkiye de kapitalist sınıfa hizmet eden diktatör bir devlet var, maalesef gücünü, ezdiği ve sömürdüğü cahil sınıftan alıyor.
Şimdi size yanlış bir uygulamadan dolayı, şu anda hepimizi perişan eden bir olayı örnek vererek, daha sonra çoğunluk diktatörlüğünün açılımını yapacağım.
Suriye de iç karışıklık başladığı zaman, Türk milletinin çıkarına uygun olan devletimizin Suriye devleti ve PYD ile iş birliği yapması doğrultusunda fikir beyan etmiştim. Çünkü, emperyalistlerin Suriye’deki planlarını boşa çıkarmak, hem Türkiye halkının, hemde bölge halklarının çıkarınaydı. Eğer o zaman devleti yönetenler beni anlasaydı, bu gün Suriye meselesi yüzünden başımız belada olmazdı.
Suriye olaylarında, devlet niye yapması gerekenin tam tersini yaptı, cevabı bulunması gereken soru budur.
Cevabını bulmak için çoğunluk diktatörlüğünün ne olduğunu anlamamız icap eder.
Ben bu konudaki çözümlememi Türkiye kamuoyuna sunuyorum.
Konuyu üç başlık altında ele alarak ifade edeyim.
1- Azınlık milletler üstünde, Türk milleti çoğunluğun diktatörlüğü var.
2 – Alevi azınlığın üstünde, sunni çoğunluğun diktatörlüğü var.
3 – Gayrı müslimlerin ve ataistlerin üstünde, dinci çoğunluğun diktatörlüğü var .
Türkiye de devlet ırk, mezheb ve din çoğunluğuna göre örgütlendiği için, iç ve dış siyasette onlara göre davranıyor.
Kısacası, Türkiye de demokrasinin gelişmesi, adalet ve eşitlik düzeninin kurulmasının önündeki tek engel, devlete hakim olan ırkçılık, dincilik ve mezhepçiliktir.
Bu nedenden dolayı, Suriye devlet başkanı alevi olduğu için mezhepçilik yapılarak düşman ilan edildi.
PYD, kürt olduğu için ırkçılık yapılarak terör örgütü ilan edildi .
Burada bir parantez açayım “PYD ayrı kürtler ayrı” diyorsunuz ya, onu hem külahıma hem de, görmez, duymaz, düşünmez ve bilmez yaptığınız kitleye anlatın .
Bakınız, elinize çubuk alıp televizyon karşısına geçip, harita üzerinden Türk milletini kandırmak için masal anlatmayın. Çünkü, zaman masal anlatma zamanı değil. Ne atıp tutmanın, ne de kibirli ve abartılı konuşmanın zamanı, aklımızı kullanmanın zamanı, zira bizim günümüz belli gerçekçi olmamamız ve aklımızı kullanmamız lazım.
Boşverin Amerikanın başkanını falan, onların bize zararı olur faydası olmaz. Trump ile Netanyahu aynıdır. ABD orta doğuyu yeni sürece göre kendi çıkarına uygun yapılandırmaya çalışıyor, İsrail de ön karakolu.
İsrail’in bir süre önce ileri sürdüğü “biz azınlığız” teorisini boşa çıkaracak adım hemen atılmaz ise, İsrail milli ve dini azınlıkları yanına çekebilir. Zira, öne sürdüğü seçenek çoğunluğun hegemonyası karşısında, ezilen azınlıklara cazip gelmesi doğaldır.
Bu bağlamda, İsrail’in kürtleri, dini azınlıkları, ateistleri hatta Suriye’deki alevi azınlığı kendi tarafına almasının maddi temeli var.
Bu noktada, altını kalın olarak çizeceğim olay şudur.
Önümüzdeki süreçte azınlıkları İsrail ile birlik olmaya mecbur ederseniz, onlarda İsrail ile birlik olacaklar o zaman kimsenin onlara hain deme hakkı yok, onları birlik olmaya mecbur edenler haindir.
Lafı uzatmadan size formülü söyleyeyim, formül çok basit.
Çoğunluklarla, azınlıkların adalet önünde aynı haklara sahip olan birlikteliğini sağlayacak şekilde bir hedefe yönelmek.
Eğer, Türkiye Cumhuriyeti devletinin benimde devletim olduğunu kabul ediyorsanız, benim aşağıda yapacağım öneriyi dikkate alın, hatta geciktirmeden uygulayın.
1 – Suriye devletini haklı taleplerini geciktirmeden karşılayın, demokratik düzenini kurmaları için dostane bir şekilde destekleyin.
2 – PYD’yi terör örgütü listesinden çıkarın ve başka güçlere muhtaç olmamaları için elini tutun.
Son olarak; Sayın Bahçeli’ye sorayım, “benim ne demek istediğimi anladın mı” eğer sen beni anlamadıysan, kimsenin seni anlamamasına kızma.

Share
205 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

9+1 = ?