Son Dakika
Değerli Okuyucular,
Kadirşinas Dostlar;
Geçen yazımızın konusunu bu hafta da devam ettireceğiz. Ve hatta belki üçüncüsüne de ihtiyaç olacak. Belki bir yazı konusu da Kızıklar ve Derekızık köyü olabilir.
O yazımızda, üst rakım köyleri ve genelde kuzeydoğudan Artvin-Kafkas bölgesinden 93 göçmeni kökenli olan köylerimizi ağırlıklı bahsetmiştik.
Orada Maşatalan (Lütfiye) ve Kurfal (Şevketiye) köylerimizden de pasaj geçmiştik. Balkanlar’dan kopup anavatana gelen muhacir soydaşlarımızın olduğu bu köylerimizden bir diğeride hemen karşı tepelerinde hakim olan. Ümitalan köyümüzdür. Bu köylerimizde 1293 Hicri yılında ki, 1877-78 miladi yılına takabül eder. Osmanlı-Rus harbinin sebeb olduğu göçlerle anavatana gelen soydaşlarımız evlad-ı fatihan torunlarıdır.
Onlar ki Osmanlının Rumeli’ni feth etiği 13 ve 14 yüzyıllarda oralara gönderilmiş örnek ahlaklı, varlıklı, kabiliyetli, başarılı aileleri ve eşrafıdır. Ağırlıklıklı olarak Samsun, Karaman, Yozgat, Akhisar gibi bölgelerden feth olunan yerlere iskan için gönderilmişler, gitmişlerdir.
Gittikleri bölgelerde tüm güzellikleri ile örnek olmuş, çalışkanlıklarıyla değer katmış, Osmanlı’yı sevdirmişlerdir.
İlçemizde ki eski adları Ayniye (Yağmurlu), Ayazma (Soğuksu) ve Kızılcıklı (Seymen) olan köylerimizin de Bulgaristan bölgesinden gelen muhacir soydaşlarımız olduğunu biliyoruz.
Burada Ayniye kelimesinin Osmanlıcada anlamının yeniçeri ordusunda yağmur için kullanılan üstlük veya koruyucu bir örtü olduğunu hemen belirtelim. Aynı şekilde Ayazma ifadesi ise iki anlamlı kök Ayaz ve Ma kelimelerinin birleşimidir. Bildiğiniz gibi Ayaz halen kullandığımız keskin, duru bir soğukluk ifadesidir. Ma kökü ise Arabça su demektir. Bu değerlendirme ile Ayazmanın Soğuksu ve Ayniyenin ise Yağmurlu olarak ifade edilmesi anlamlıdır.
Seymen civarında da çocukluğumda çok verimli ve oldukça lezzetli şifa kaynağı olan kızılcık bahçeleri olduğunu büyüklerimden çok duymuştum. Bu yüzden de oralara Kızılcıklı veya geçiş yolu anlamına gelen Kızılcıklıboğaz denirmiş. Kültürel isim değişiminde Kızılcıklıboğaz veya Kızılcıklı da Seymen oluvermiş.
En eski köylerimizden biri olan Dimboz (Erdoğan) köyümüz ise varlığını bu göçlerle güçlendirmiş, zenginleştirmiş yerli-muhacir karma bir köyümüzdür. Yenişehir’i Bursa’ya bağlayan yol üzerinde kalan bu köyümüzün 1300 lü yıllarda kurulduğu varsayılır. 93 göçü ile Bulgaristan’ın kuzeyi Razgrad havalisinden oldukları bilinen birkaç köklü ailede Dimboz’a yerleşmeyi uygun bularak bölgeye güç, çalışkanlıkları ile değer katmışlardır. Bölgenin zengişleşmesini sağlamışlardır.
İlçemizde bulunan iki Boşnak köyümüzden olan Turan köy ve Kazancı (Şükraniye) köylerinin bugünkü Bosna-Hersek ahalisinden olduğu kesindir. Osmanlı-Rus harbinden sonra orta Avrupa’da Balkanlar’da huzursuzluğun artması, özellikle müslüman olan halkların huzur arayışı göçleri hızlandırmıştır. 1895-1910 arası yıllarda bir gurub Boşnak ta bölgemizde Turan köy ve Kazancıyı kurmuşlardır. Gerçi Turan köy daha eski kayıtlarda var olan bir yerleşimdir. Her yıl bahar aylarında meşhur Boşnak böreği Pita törenleri yapılır. Boşnak misafirperverliği, gelenekselleşmiş Pita törenleri ile korunmakta, Boşnak kültürü yaşatılmaktadır.
Bölgenin bir diğer Muhacir köyü nam-ı diğer eski adıyla Barak (Nüzhetiye) köyümüzdür. Bu köyü kuranlarda Muhacir soydaşlarımızdır. Onlarda 93 göçü denilen 1877-78 harbinin savurduğu Bulgaristan’ın Veliko Tırnova bölgesinden gelen can soydaşlarımız, Evlad-ı Fatihan müslüman Türklerdir.
Zaten ilçemiz Doğu Romanın, Bizans ın kurduğu en eski kontrol kalecilerinden biridir. İsmini CASTEL (=Kalecik) ifadesinden almaktadır. Osmanlı’nın elinde e geçtiği 1306 yılında adı KESTEL olarak değiştirilmiştir. 93 göçü akabinde Kafkaslardan ,Balkanlar’dan gelenler ile köyleri kurulmuştur. Anadolu’dan (galiba 1938 Erzincan yıkıcı büyük depreminden sonra) Elazığ, Erzincan ve Tunceli’den dalga dalga gelen göçlerle gelişmeye başlamış. Daha sonra 1950 lerde Balkanlar’dan bir dalga daha göçmen ilçemizi seçmiştir. Sonrasında öncelikle Bilecik Pazaryerinden, akabinde Anadolu’nun her köşesinden, Muş, Diyarbakır, Erzurum olmak üzere en büyük olarakta Bulgaristan asimilasyonu sonucu yaklaşık 15000 kişi 1989 da zorunlu olarak ilçemize gelmiştir. Bir kültür harmonisi sosyal zenginlik oluşmuştur. Kestelimiz tam bir Anadolu Mozaiği olmuştur.
Doğal zenginliği ayrı bir özelliktir. Kalan yazamadığım alt rakımlardaki ve ova köylerimiz bir sonraki yazımızın konusu olacak inşaallah.
Aziz Okuyucular, Kadirşinas Dostlar lütfen, lütfen, MMT (MASKE-MESAFE-TEMİZLİK) kuralına dikkat edelim uyalım.
Gününüz keyifli bereketli olsun.
Sağlıcakla kalın. Mutlu olun.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
18 Eylül 2023 Yazarlar
16 Eylül 2023 Yazarlar
15 Eylül 2023 Yazarlar
02 Eylül 2023 Yazarlar