Son Dakika
Kıymetli Dostlar
Değerli Okuyucu
Yetmişli yıllar, lise ve Üniversite çağlarım. Dünyamız ikinci dünya savaşının etkin iki süper güç odakları Amerika ve Batı ile, Rusya SSCB arasında ayrışmış. Savaş sonrası batıda Almanya, uzakdoğuda Japonya ve Kore tarumar edilmiş. Ülkemiz ise akabinde, iki kutuplu oluşmuş dünyanın, soğuk savaş yıllarını yaşıyor. Amerika ve Batının yönlendirmesine göre, gelişme ve kalkınma programlarını uygulamaya çalışıyor.
Bu yoğun ekonomik mücadelelere rağmen ülke, 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971 (Muhtıra), 22 Eylül 1980 Askeri darbelerinin ağırlığı altında ezilmiş. Siyaset kurumları ve siyasetçiler çözüm üretemeyen bir halde kısır çekişmelerle zaman tüketiyor. Ülke kan kaybediyor.
Kıbrıslı soydaşlarımızın can ve esasen Anadolu’nun savunma güvenliği için, batının bütün itirazlarına rağmen 1974 Kıbrıs barış harekatı yapılmış. Batının yaptırımları ve ambargosu üzerine de ekonomimiz daraltılmış, çökmek üzere. Hazine tamtakır. Kasa bomboş olmuş. Döviz bulunamadığı için akaryakıt ve üretim ara maddeleri ithal edilemiyor. Sanayinin çarkları durmak üzere. El hasılı ülke olarak zordayız.
Diğer taraftan kendilerini sağcı, milliyetçi muhafazakar veya solcu, ilerici, sosyalist diye tanımlıyan gençlik üniversitelerde karşı karşıya getirilmiş. Mücedele ediyor,
duruş sergiliyorlar. Öğrenci olayları her yerde silahlı kavgalar olarak yoğunlaşmış, ölümler, cinayetler kanıksanır olmuş.
12 Eylül 1980 askeri darbesi ile demokrasi askıya alınmıştır. Öğrenci olayları asker dipçiği ile durdurulmuş, siyaset kurumları kapatılmış. Siyasetçiler de siyaset yapmaktan men edilmişlerdir.
Ben bu olayları vatanını seven,idealist diğer bütün sağcı,solcu genç arkadaşlarım gibi yaşayarak gözlemledim. Birebir gözlem yapabildim.
Özallı, Demirelli, Ecevitli, Erbakanlı koalisyon hükümetlerinin dönemlerini yaşadım. Yasama Yürütme Yargı olarak kurumların varlığına şahit oldum.
Hükümet yönetimlerinin ,yasama ve yargı denetimleri dışında kalamadığını gördüm. Parlamentonun bütçe kabulü, kanun yapma ve güven oylaması ile ne kadar önemli bir kurum olduğunu öğrendim.
Son yirmi yılın üç Y. muhasebesini yaptığımız bu günlerde ise YOLSUZLUK, YOKSULLUK ve YASAKLAR adına çok farklı şeyler öğrendiğimi itiraf etmek isterim. CB’nın ifadeleri ile-ama montaj ama şu ama bu- itirafları ile ekranlarda izledik, üzüldük. Bu ülke sevdalıları neden bu kadar ağır faturalar ödediler. Zülüm gördüler, eziyet çektiler.
Hiç düşündünüz mü. Neden bu büyük millet arnavutuyla, gürcüsüyle, lazıyla, kürdüyle, çerkeziyle, türkmeniyle, ermenisiyle, arabıyla, romanıyla elhasılı hep birlikte bir bütün olarak Ay yıldızlı bayrak ve Türk milleti şemsiyesi altında güç birliği yapamıyor ? Neden bu zenginliği özümseyemiyorlar ? Neden önyargılarını terk edemiyorlar? Neden birbirimizi sevemiyoruz ?
Sorularımı çoğaltabilirim. Cepheyi genişletebilirim. Ancak gerek duymuyorum. Kanaatimce huzursuzluğumuzun kaynağını egomuz oluşturuyor.
Kimse kralın çıplak olduğunu kabul etmiyor. Çünkü kendisi çıplak. Kimse elini taşın altına koymuyor. Çünkü herkes mefaatperes. Herkes banane diyerek, gördüğü çirkinliği bertaraf etmiyor. Aksine halı altına süpürüyor. Palyatif günü birlik çözümler üretiyor. Liyakat, yetenek sahibini değil, taraftarı, akrabayı, hemşehrisini tercih ediyor. Ötekini ayırıyor, sevmediğimizi suçluyor, düşman ilan ediyoruz.
Mümkünse….Mümkünse…Mümkün, mümkün.
Haydi şimdi tam zamanı….
Hem de bugün….Ötelemeden…. Üşenmeden….Hemen….Vazgeçmeden.
Geleceğimiz, Gençlerimiz, Çocuklarımız, Milletimiz ve Ülkemiz için Hak, Hukuk, Adalet, diyelim. Nerede kalmıştık. Ne yapmalıyız. Nereden başlayalım. nasıl yapalımı düşünelim.
DEĞİŞİME, DÖNÜŞÜME, UMUTA karar verelim.
28 Mayıs 2023 ÇOK ÖNEMLİ. MUTLAKA SANDIĞA SAHİP ÇIKALIM. OY KULLANALIM.
Gününüz neşeli bereketli geçsin.
Sağlıcakla kalın, huzurlu olun.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
18 Eylül 2023 Yazarlar
16 Eylül 2023 Yazarlar
15 Eylül 2023 Yazarlar
02 Eylül 2023 Yazarlar