logo

30 Nisan 2022

NOSTALJİ


Ramazan Kestane
ramazan@kestelyore.com

     En az bir hafta önceden evlerde bayram temizliği başlardı. Camlar, yaz kış fark etmeksizin ardına kadar açılır, bütün ev havalandırılır, hatta uyuduğum zamanlarda pencerenin açılmasına sinirlenir, kalkıp kapatırdım. Tül perdeler yıkanır, halılar silkelenir, kıyı köşe iyice temizlenirdi.

     O zaman tabii böyle çok katlı mağazalar yok.

     Pandemi yok.

     Daha özgürlükçü, daha ucuz ve daha kaliteliydi her şey.

     İnsanlar bile kaliteliydi.

     Hayat bu kadar pahalı değil.

    Alışverişin bir numaralı adresi Zonguldak’ta Emral Çarşısı veya bir tanıdığın bir öğretmen arkadaşın, abin, amcan varsa Öğretmen mağazası olan İlksan’ın yolunu tutardık.

     Fazla elbise satan yerler olmadığından dolayı dükkan dükkan gezemezdik de.

     Çocukluğumuzda, Bayram demek, yeni bir elbise, yeni bir çift çorap ve ayakkabı demekti.

     Annem ve teyzemler birkaç gün önceden hamur açmaya başlardı.

     Baklavayı teyzemler getirirdi gelirken.

     Nihayet bayram sabahı geldiğinde annem yeni alınan elbiselerimizi bize uzatır “üstünüzü kirletmeyin” diye tembih eder, cebimize ilk harçlığımızı koyan olurdu.

     İlk iş olarak babamızın elini öperdik. Harçlığımızı verirdi ve kardeşimle ben sevinçten havalara uçardık.

     Sonra her evde olduğu gibi, diğer aile büyüklerimizi ve komşularımızı ziyarete gider, onların da bize gelmesini beklerdik.

     Bayram boyunca şeker, lokum, çikolata yemekten içimiz dışımıza çıkardı.

    Çocuktuk çok eğlenirdik, çok gülerdik. Arkadaşlarımızla düşe kalka oynar, annemizin kirletmeyin dediği üstümüzü akşama kadar leş gibi yapardık.

     Babam bazen bizi de bayram namazına götürür, dönüşünde de fırından sıcak ekmek alır, evde hazır olan kahvaltıya hep birlikte otururduk.

     O yaşlarda herkesin çocukluğunda bayram demek mutluluk demekti.

     Hani yerli filmlerde olur ya… O kadar güzel, o kadar saftı her şey.

     Maalesef şuan ki çocuklarımız için, aynı şey geçerli değil.

     Aklıma, Yeni Türkü’nün meşhur Telli Turna şarkısındaki “Biz büyüdük ve kirlendi dünya.” geliyor.

     Üzülüyorum…

     Sadece, çocukluğumu özlüyor, o mutlu bayramları özlüyorum…

Share
477 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

8+10 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • 10 Numara 5 yıldız yönetim!

    18 Eylül 2023 Yazarlar

         Babasının ani ve beklenmedik vefatı dolayısıyla, çok genç yaşta ticaretin göbeğinde kendisini bulan ve aldığı ticari terbiyeyle önce muhtarlığa 2 dönem soyunan ardından, Bursaspor yönetim kurulu üyeliğinde bulunan, hatta Bursaspor’a destek olabilmek adına bir tır bağışlayan, Bursaspor camiası içerisinde de ayrı bir yeri olan, MHP Kestel İlçe Başkanlığı yapan, ardından muhtarlık görevinden istifa ederek, siyasete MHP Kestel ve Büyükşehir Belediye meclis üyesi olarak devam eden, son yapılan yerel seçimlerde de, milletvek...
  • Sentez olmuş halkların vilayetidir Kerkük

    16 Eylül 2023 Yazarlar

         Sevgili okurlarım; Eğer çok boyutlu bir sorunla karşı karşıya iseniz o sorunu bütün boyutlarıyla ele alıp, kapsamlı bir çözüm bulmak zorundasınız. Eğer, çok boyutlu sorunun sadece bir parçasına odaklanarak bütününü çözmeye yeltenirseniz, kısır döngü içine düşersiniz, sorunu çözdüğünüzü zannederken kendinizde sorun olursunuz.      Bugün, yaşadığımız coğrafyada yaşayan toplumların maddi ve manevi sorunları iç içe geçmiştir, onun için bölge halklarının sorunları parça parça değil de, top yekün ele a...
  • CHP il kongresi

    15 Eylül 2023 Yazarlar

          Değerli Okuyucular,       Kadirşinas  Dostlar.       Kanaatimce bu hafta sonu, 17 Eylül 2023 Pazar günü, Atatürk kongre ve kültür merkezinde yapılacak olan CHP il kongresi Bursa’mız siyaseti ve hatta ilçemiz Kestel siyasetinin bence belirleyen bir aktivitesi olacaktır diye düşünüyorum. Kaybedilmiş Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin, demoralize olmuş millet ittifakının taraflarının yine yeniden ilimizde seçmelerin umutlarının yenilenmesi olacaktır.  &...
  • 101 YIL ÖNCE

    02 Eylül 2023 Yazarlar

         Evet… Tam 101 yıl önce Ordunun durumu iyi değil, askerin çoğunda ayakkabı yok yalın ayak, geceler soğuk, kaput, iç çamaşırı yok, yeterli suyu yok, süngüsü yok, süvarilerin kılıcı yok.      Köyde, kentte çocuklarını cepheye göndermiş anne, babaların unu, şekeri, Tuz’u, bezi yok, kaynamış mısırla, kavrulmuş buğdayla karınlarını doyurduğu günler, İstanbul’da bile açlıktan can vermiş bir sürü insan cesedi var çöplüklerde.      Birinci dünya savaşı galipleri Osmanlı’ya Sevr anla...