Son Dakika
Sevgili okurlarım; 31 Mart yerel seçimlerine 15 gün kaldı.
Türkiye tarihinin en apolitik ve niteliksiz seçim yarışına şahit olmaktayız. Siyasi yarışa giren zevatların ne yaptıkları belli değil, akıl ve bilim dışı davranış içindeler.
Bu kadar düşük seviyeli bir atmosferde siyasal bilimlere uygun yazı yazmanın olanağı yok.
Asılda Siyasi bir yarışla ilgisi olmayan, ama siyasi yakışmış görüntüsü veren bu durumla alakalı olarak, dostlar pazarda görsün baabında bir şeyler yazmaya gayret edeceğim.
Türkiye genelindeki Siyasi yarışa baktığımızda, siyasiler demleniyor. Gel aşağı Dem Parti, git yukarı Dem Parti, dön sağa Dem Parti, dön sola Dem Parti. Devletten bir sürü dayak yediği için perişan durumda olan bir parti, hala yarışın bütün başat partilerinin odağı olmuşsa bu başarısından dolayı Dem Partiyi taktir etmek lazım.
Anlayacağınız, Türkiye de seçimi kazanma konusunda iddialı olan partilerin genel anlamda demlenmekten başka var olan soruları, çözeceğine dair halka doğru dürüst bir şey söyledikleri bir şey yok.
Kestel de siyaset nasıl, panoramasına bir göz atalım.
Gerçekten, Ak Parti çok şanslı bir parti. Tam seçimi kaybetme konumundayken, yine dört ayak üstüne düştü, CHP’nin yaptığı çok büyük hatalardan dolayı.
Seçimi kazanma konusunda en avantajlı parti oldu, bu konuya yazımın devamında tekrar açıklık getireceğim. Önce, Kestel de siyaseti belirleyen, öndeki kişilerin neler yaptığına hep beraber bir göz atalım.
Mevcut belediye başkanı Önder Tanır, AK Partiden aday adayı oldu, kendisinin kesin aday gösterileceğinden emindi. Fakat, AK Parti Ferhat Erol’u aday gösterince, İyi Parti falan derken, Yeniden Refah Partisinde aday oldu. Bence umutsuz vaka, tersini iddia eden varsa 1 Nisanda görüşürüz.
Hatice Doğan, CHP’den aday adayı oldu. Parti Cevat Asa’yı aday gösterince, yönetim kurulunu, kadın kollarını ve gençlik kollarını da arkasına alarak ilçe başkanlığından istifa etti.
Belediye başkanlığına aday gösterilmedi, diye nasıl böyle bir şey yapılır anlamış değilim, anlayan beri gelsin.
Emin Elüstü, İyi Partiden aday adayı oldu. İyi parti aday göstermeyince, oda olması gereken yere geri döndü.
Hatice Doğan ilçe başkanlığını kazanınca, Sinan Keleş, CHP’den istifa ederek bağımsız gazeteci olacağını ilan etti, istifasının asıl nedeni bağımsız gazeteci falan olmak değildi. Hatice Doğan’ın kendisini meclis üyeliğine aday göstermeyeceğini bildiği için istifa etti. CHP de kimsenin akıl erdirmediği gelişmeler olup, ilçe teşkilatına Zeynel Üngör’ün ekibi gelince meclis üyeliği adaylığı için şansı yaver gitti ve aday oldu, bu kapsamda tekrar CHP’ye döndü Yani, Kestel’deki genel tablo böyle.
Tekrar CHP ye dönersek.
Siyasal bilimler diye bir olgu var. Türkiye de üniversitesi var. Yani siyaseti, bilime dayalı bilimsel yapmak zorundayız, aksi taktirde şekil A da görüldüğü gibi, Siyaset herkesin sağa sola koşuşturduğu, kör döğüşüne döner .
Medem siyaseti bilimsel yapmak icap ediyor, bilimin temeli matematik olduğuna göre, önce bir hesap kitap yapalım, matematik bize ne diyor.
CHP nin Kestel’deki kemik oyu %20’nin biraz üstünde, belediye başkanlığını kazanabilmek için en az %40’ı geçmek gerekiyor.
Demek ki, CHP’nin belediye başkanlığını kazanması için %20 civarında bir oya ihtiyacı var. O zaman bu oyları hangi kesimlerden alabilir, ona bakalım.
Bu anlamda ben kendi düşüncemi yazayım.
Madde 1. Önce kendi %20’lik oyunu sağlam tutarak ve iyi örgütlenip aktif duruma getirmeli
Madde 2 . Merkez sağdan oy alacak şekilde örgütlenecek.
Madde 3 . Kendi solundaki partilerden oy almanın gereğini yapmalı.
Madde 4 . Kararsızların oyunu almak için, onların güven duyacağı inandırıcı davranış sergilenmeli.
Ben kendi açımdan bilimsel siyasetin temeline matematiği koydum topladım, çıkardım, çarptım, böldüm.
Ortaya böyle bir sonuç çıktı.
Sizin hesap kitap diye bir derdiniz olmadığı için, belediye başkanlığını rüyanızda bile kazanma şansınız yok.
Seçim üstü olduğu için, asıl yazacağım önemli şeyleri seçimden sonraya bıraktım.
BENZER HABERLER