Son Dakika
“Namussuz, konuşma lan, eşkiya, satılmış, TSK düşmanı, feto ağızlı, otur aşağı, kes sesini be, ahlaksız herif, el kol hareketi yapma, asabımı bozma, Amerikan oyuncağı, bölücü, terörist bozuntusu, haysiyet fukarası, sefil, zavallı, namert, kifayetsiz, yüzsüz, şerefsiz, terörist, gafil, satılık adam, zeka problemli, nah alırsın” bu yazmış olduğum sözler mecliste bütçe görüşmeleri sırasında iç işleri bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Hulisi Akar, Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay ve AKP genel başkanı Erdoğan’ın bazı toplantılarda sarf ettiği sözler, daha çok fazlası da var, ama insanın midesi bulanıyor. Allaha şükürler olsun bütçe görüşmeleri bu güzel sözler sarf edildikten sonra kabul edilip onaylandı.
Bu sözler üçüncü dünya ülkelerinde sarf edilse ki, biz birçok konuda onların seviyesine geldik hadi cahil ve eğitimsiz bunlar diyebilirsiniz inanın bir ilk okul çocuğumuz bu sözleri duysa 100 yılına çok az bir süre kalan M. K. Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetinin gazi meclisinde bu sözlerin sarf edildiğine inanmaz. Bu ne sevgisizlik, bu ne saygısızlık, bu ne cehalet, arkadaş olacak iş değil muhalefet tabi ki soracak, sorduğu her şeye de ne olursa olsun cevap vereceksin senin işin bu, hesap vermek Demokrasi gibi rejimlerin olmazsa olmazıdır.
Muhalefet iktidara yüklendikçe, iktidarın hem ağzı bozuluyor ,hem de ayarı kaçıyor, oylarında ciddi düşüş var seçilme şansı azalıyor buda moralleri bozuyor, bu sözleri birine söyleseniz kavga çıkar.
Gelelim atanmışlarla seçilmişler arasındaki farka, atanmış adından da belli olduğu gibi birisi tarafından bir işi yapması için görevlendirilmiş kişi, bu özel sektörde de olur ama başkanlık sistemine geçildikten sonra siyasette çok karşılaştığımız bir yöntem oldu, seçilmiş ise halk tarafından o işle görevlendirilmiş kişidir yani seçimle gelmiştir ve özel durumlar hariç görevden alınamaz, arasında dağlar var bir başka deyişle atanmışlar seçilmişlere karşı saygılı olmalıdır.
SEÇİM TARİHİ
Dostlar, bana göre Mayıs ayında erken seçim veya Mart ayında bir baskın seçim kaçınılmaz gözüküyor, neden mi normal süresinde yapılacak bir seçime Erdoğan’ın katılabilmesi yasalara göre imkânsız gibi gözüküyor. Erdoğan’da YSK’ nın reddetme olasılığını göze alamaz, bu nedenle erken seçim mutlaka olacaktır diye düşünüyorum. Ama burada başka bir sıkıntı var, muhalefetin desteği olmadan meclis erken seçim kararı alamıyor sayı yeterli değil bu nedenle koşulları iktidar ortakları değil muhalefet partileri belirleyecek mesela parmak boyama işini kabul etmiyorlar ama etmek zorunda kalacaklar.
PSİKOLOJİK ÜSTÜNLÜK
Son 7-8 aydır ülkede olumlu yönde giden hiçbir şey yok diyebiliriz, hayat pahalılığı, Enflasyon rakamları, geçim derdi, yolsuzluklar, usulsüzlükler, cari açık, döviz kuru, Adaletsizlik almış başını gidiyor daha buraya çok şeyler eklenebilir köylünün, işçinin, memurun, emeklinin yaşadığı sorunlar, açlık ve yoksulluk sınırı rakamları, bu kadar yetki ve güç elinde olmasına rağmen en ufak bir umut veremiyor veya iyileştirmeye gidemiyor iktidar.
Bu kadar olumsuzluğa rağmen artmamasına rağmen Erdoğan’ın oylarında bir yükselme varmış havası yaratılıyor bu gerçekten büyük bir başarı kendini taraftarlarının moralini yükselttiği gibi muhalefette ’de bunları yine mi gönderemeyeceğiz kuşkusu oluşuyor. Terör gerekçe gösteriliyor, dini duygular sonuna kadar kullanılıyor, büyük paralar harcanıp taşıma kalabalıklarla yapılan toplantılar bilinen bir şey, doğalgaz müjdesi, TOGG, TOKİ aracılığı ile binlerce kişiyi konut sahibi yapma projesi, EYT ‘lilere yıllardır verilmeyen hakların seçime kısa bir süre kala verileceğinin müjdesi, asgari ücrete, emekli ve memura verileceği söylenen yüksek ücret bu söylemlerle moralleri yükseltiyor.
Aylar önce seçim kazanmak gibi bir şansı olmadığını gören AKP seçmeni meclisi muhalefet kazansa da, Cumhurbaşkanlığını yine Erdoğan kazanır demeye başladı.
Altılı masa muhalefet için büyük bir umut. Ama, son Anayasa açıklaması ve ortak seçim beyannamesi açıklanana kadar hep acaba vardı milletin aklında fakat iyi bir çıkış yaptılar ama bunu vatandaşa çok iyi anlatmaları gerekiyor, sadece bu yetmiyor. AK partinin bu Psikolojik üstünlüğünü bitirmeleri gerekiyor bunun için ellerinde oldukça iyi malzeme var sadece hayat pahalılığı ve yoksulluk AKP’yi bitirmek için yeterli akıllı olsunlar son düdük çalmadan maç kazanılmaz, seçimde sandıkta kazanılır anketlerde değil.
RANDEVU ÇİLESİ
Bugün ülkemizde en büyük sorun iktidarın devrim yaptık diye övündükleri Sağlık’ta yaşanıyor, resmen sistem tıkandı diyebiliriz. Bir randevu sistemi var akıl alır gibi değil onkoloji, genel dahiliye, göz, cildiyede kısa zamanda randevu almak imkansız, MR (Emar), Tomografi, ultrason gibi hastalıklarda ise randevu sırası 6-8 ayı buluyor. Sağlık bakanı bunu randevu alıp gelmeyenlere bağlıyor haklı olabilir ama bu kadar etkisi olmaz bana göre şuradan hiç bakmıyorlar şehir hastanelerinden kaç doktor istifa etti giderse gitsinler dediği kaç doktorumuz yurt dışına gitmek için belge talep etti ve gitti, istifa edenlerden uzman Dr.olanların sayısı 2355 kişi, hekimlerimizin sayısı ise 980 kişi, sağlık ocaklarındaki aile hekimleri isyan noktasında, yurt dışına gidenlerde 2150 kişi, giderlerse gitsinler ben bu hastaneleri pratisyenlerle idare ederim demekle olmuyor yüklü bir kamyonu muavine teslim edemezsiniz doktorlarımız öyle kolay yetişmiyor bu kadarda kolay kaybedemezsiniz ne yapıp yapıp bu kişileri sağlık sistemine geri döndürmek, kazanmak zorundasınız çünkü hastanelerde doktor kalmadı randevulardaki sıkıntının nedenide budur.
YÜKSELDİKÇE DÜŞEN ŞEY NEDİR !!!
Başlıktaki sorunun cevabı Enflasyon tabi ki iyide fiyatlar yükselirken nasıl düşük gösterilebiliyor bunu kimseye anlatamazsın aslında şöyle söyleyelim geçen yılın bu ayında 3 puan artmış bu yılın ayni ayında 2 puan artmışsa matematiksel olarak düşmüş sayılıyor buna da baz etkisi deniyor aslında yükselmeye devam ediyor fiyatlar, gel de anla.
Hiçbir devlet bir kurumuna bu kadar zarar veremez bu kurum TÜİK, bu kurumun açıklamalarına kimse inanmıyor çünkü siyasi davranıyor acı olanda emekli, memur maaşlarına yapılacak zam bu kurumun açıkladığı Enflasyon rakamı üzerinden yapılıyor o nedenle düşük gösterilmeye çalışılıyor yani son açıklamaya göre emekli, memur % 16-17 civarı zam alacak 5000 TL. alan emekli 5750 TL. alacak hayırlı işler güle güle harcasınlar artan para ile arsa, ev ,otomobil falan alırlar yada bol bol yurt içi ve dışı tatili yaparlar.Bu baz üzerinden Enflasyon düştü hikayesi seçimlere kadar sürecek ama inanın hiçbir ürünün fiyatı bir kuruş bile düşmez birde ihracat kurun sabit kalması nedeniyle frene bası ithalat ise uçtu cari açık 100 milyar doları buldu bu tam bir iflastır.
Şöyle bitirelim TÜİK güvenini yitirmiş bir kurum peki İTO verilerini niye dikkate almıyoruz % 105 enflasyon açıklıyorlar,birde bağımsız Akademisyenlerin oluşturduğu ENAG var Enflasyon araştırma grubu var bence en doğru araştırmayı onlar yapıyor.
Yanlış ellerde planlanan tarım, sanayi politikaları ve betona inşaata dayalı bir ekonomi işte sonuç budur.
Şimdi zincir marketlere bir saldırı başladı beyler marketlerdeki etiketler le uğraşarak Enflasyonu düşüremezsiniz o zaman akaryakıt fiyatları içinde istasyonlarımı sorumlu tutacağız, peki elektrik, doğalgaz, gübre, tohum, çay, şeker, zeytin, peynir yağ gibi maddelerin fiyatlarındaki artışın hesabını kim verecek!!!
Kalın sağlıcakla
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
18 Eylül 2023 Yazarlar
16 Eylül 2023 Yazarlar
15 Eylül 2023 Yazarlar
02 Eylül 2023 Yazarlar