“KADER” DİYEREK SORUMLULUKTAN KAÇAMAZSINIZ”

Disk/Emekli – Sen Bursa Şube Başkanı Sacit Çam’ın yapmış olduğu yazılı basın açıklaması ile yaşanan deprem felaketine dikkatleri çekti.

Çam’ın açıklaması şöyle:

     Cumhuriyet tarihi boyunca en fazla can kaybının yaşandığı 6 Şubat Depremleri, iktidar ve sermaye tarafından insan hayatının ne kadar değersiz görüldüğünü büyük bir yıkımla göstermiştir. Bu yıkım, insanlık tarihinde de kapanması mümkün olmayan kara bir sayfa olarak anılacaktır. Şu ana kadar 45 bini aşkın insanın yaşamını yitirdiği 6 Şubat Depremlerinde halkımız ve tüm dünya, iktidarın devletleştiğine; tek insan siyasetinin en hayati kurumların karar alma mekanizmalarını çökerttiğine, meslek odalarının da işlevsizleştirilme çabalarıyla birlikte Türkiye’nin denetimsiz, kar ve rant odaklı yapılaşmaların ülkesi haline geldiğine tanıklık etmiştir. Böylesi bir yıkım karşısında ülkeyi yönetenler ise sorumluluk üstlenmemiş; sorumsuzluğun bedelini ödeyen halkı “şimdilik deftere yazmakla yetindiğini” söyleyerek gözdağı vermeye cüret etmiştir. Bu büyük yıkımın, iktidarlıklarının sonu olacağını idrak ettiklerindendir ki, öfke patlamalarına engel olamamakta; söylemlerindeki hırçınlık keskinleşmektedir.

     Ancak bu dönemde keskinleşen bir şey daha vardır. “Asrın felaketi”, “kader planı”  diyerek sorumluluktan kaçan sorumluların karşısında büyük yıkımın gerçekleştiği ilk andan itibaren halk, deprem bölgesinde arama-kurtarmaya, diğer illerde ise acil ihtiyaçların karşılanmasına dönük bir seferberliği el birliğiyle ve en hızlı biçimde başlatmış; keskinleştirmiş ve geliştirmiştir.

     Henüz televizyon ekranlarından halkın vergileri, halkın bütçesi, aklanmayı bekleyen kara paralar hayırseverlik adı altında bir keseden çıkarılıp aynı keseye geri atılmadan önce, sorumluların “yapmadıkları, yatıştırmadıkları, yetişmedikleri” yıkım karşısında Türkiye halkı büyük bir toplumsal dayanışmayı örgütlemiştir. 

     İşte şimdi, bu büyük yıkımın ardından; öfkemizin dinmesine izin vermeden birbirimize sarılarak, akla ve bilime tutunarak, dayanışmayı büyüterek yeniden kurma inadımızı keskinleştirme zamanıdır. Bugün Türkiye toplumu, “yapmayan ve yetişmeyen” iktidarı da bu büyük yıkımla birlikte toplumsal tarihin kara sayfalarına mahkûm etmekle yükümlüdür.

Mahkûm edeceğiz. Yeniden kuracağız. Yaşayacağız.

Dayanışma ile…