Son Dakika
Sevgili okurlarım; 10 Kasım Atatürk’ün ölüm yıl dönümü dolayısıyla, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ulusal bağımsızlık devrimini yapan bütün kuvayi milliyeci devrimcileri saygıyla anıyorum, ruhları şad olsun.
Kuvayi milliyeci devrimciler , Dünyadaki işgalci sömürgeci emperyalist güçlerin hiç ummadıkları insan iradesinin çok çok üstünde bir irade ile işgalcileri mağlup edip, insanlık tarihindeki şanlı bir sayfa açarak mazlum halkların gönlünde taht kurdular ve aynı zamanda emperyalizm ve ulusal kurtuluş devrimleri çağını başlatma şerefine nail oldular. Onları izah etmeye kelimeler kafi değildir.
Elbette ki, bu zaferin baş mimari 1920’de kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisidir. TBMM’si Türk milletinin şanına yaraşır kararlıkla ve ustalıkla ulusal bağımsızlık devrimini yönetip, zaferle sonlandırma basiretini göstermiştir. Kuvayi milliye devrimini tek kelimeyle ifade edeyim anlayan anlar.
Kuvayi milliye devrimi dünya mazlumların uyandırıp, ayağa kaldırdığı gibi ayrıca bağımsızlığından bir milim taviz vermeyerek, mazlumların moral kaynağı olmuştur.
1950’ye kadar Türkiye Cumhuriyetinin varlığı bile emperyalistlerin korkulu rüyası idi. 1950 den sonra Türkiye Cumhuriyeti devleti, yerli hainler aracılığıyla adım adım emperyalist devletlerin uydusu yapıldı, gelinen noktada büyük millet meclisiyle, siyasi partileriyle, bürokrasisiyle hepsi emperyalizmin değirmenine su taşıyan, gaflet ve dalalet içinde olan yapılardır.
Daha doğrusu, hepsi Türk halkına ihanet eden karşı devrimcilerdir.
Eğer öyle olmasaydılar, 1980 de darbe yapan Amerikan çocuklarının faşist anayasasını çoktan değiştirmişlerdi .
Tam tamına 41 yıldır ülke faşizmle yönetiliyor.
Yasama görevini yapsın diye seçtiğimiz milletvekilleri, sivil demokratik bir anayasa yapmadılar.
Madem Yasama görevinizi yapıp milletin üzerindeki faşist zorbalığa son vermiyorsunuz o zaman niye bizim sırtımızdan asalak gibi geçinip maaş alıyorsunuz. TBMM görevini yapmayan atıl kuruma dönmüş ve 1920’deki var oluş ilkelerine ihanet konumundaysa, Türk milleti olarak biz bu durumu sorgulayıp, müdahil olmak zorunda değil miyiz.
Yöre Gazetesinde bu köşeden açıkça ilan ediyorum; TBMM’ye çağrı yapıyorum. Ya üzerimizdeki ölü toprağını atıp 1920 deki Kuvayi milliyeci devrimci özümüze dönüp bütün engelleri aşarız, hem kendimiz hem de bölge ve dünya insanlığını hayırlı bir toplum oluruz, ya da faşist yapılanmanın cenderesinde sonu belirsiz bir meçhule doğru yola devam ederiz.
Ben diyorum kurtuluş birinci seçenekte .
Sevgili okurlarım; Bu ülkeye en büyük kötülüğü kurtla yiyip, sahibiyle ağlayanlar yapıyor.
Bu ekibin görevi devamlı milletinin kafasını bulandırmak, çünkü insanlar gerçeği gördüğü zaman gerçek yüzleri ortaya çıkacak. Kafanızın karışmaması için öncelikle şu gerçeğe açıklık getireyim.
İsrail devletiyle Filistin halkı arasındaki savaş Hamasın son yaptığı hamleyle başlamadı. Sadece savaşın dozu en uç noktaya çıktı. Zira, İsrail, Filistin topraklarını işgal ettiğinden beri savaş devam ediyor, işgal son bulmadığı sürece savaş devam eder, bu realite kaçınılmazdır. Yani ne zaman İsrail işgale son verirse o zaman savaş biter.
Haklı olan toprağı işgal edilmiş olan Filistin olduğu için ben, amasız fakatsız her koşulda Filistin halkının tarafındayım. Bazı aklı evveller Hamas şunu yaptı bunu yaptı gibi lafazanlıklar yapıyorlar.
Başka halkın vatanını işgal etmekten daha büyük suç olamaz.
Evet ne diyor büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk “EĞER SÖZ KONUSU OLAN VATANSA GERİSİ TEFERRUATTIR”
Siz bu gün türkiyedeki cumhuriyeti devletinin filistini desteklediğimi sanıyorsunuz asla öyle bir şey yok ,bakmayın miting falan yaptıklarına, yüksek perdeden attıklarına o gibi eylem ve söylemleri milleti uyutmak amacıyla yapıyorlar.
Şu anda Türkiye amerikayla stıratejik ortaklık konusunda İsrailin bir tık üstündedir çünkü Türkiye NATO üyesi israil NATO üyesi değil. Türkiyenin filistinin yanında olabilmesi için batıyla stıratejik ortaklığına son vermesi lazım.
Böyle bir şeyi bu günün karşı devrimci zihniyeti yapamaz. 1920 dekine benzer devrimci irade yapabilir. Şayet türkiyede anti emperyalist bir irade iktidar olursa hem türkiyede hemde bölgede insanların mutlu olcağı çok farklı bir süreç başlar.
Zira çektiğimiz bütün acılar emperyalistlerin çıkar çatışmasından dolayıdır.
Başlık. Anlayan anlar.
BENZER HABERLER