logo

Devletin bel kemiğinde aleviler olsaydı Suriye de alevi katliam olmazdı

Sevgili okurlarım;
Bir önceki sayıda, Alevilikle ilgili bir yazı yazacağımı belirtmiştim. Fakat, alevilik konusu geniş kapsamlı bir konu olduğu için, köşe yazısı alevilik gerçekliğini aydınlatmaya yeterli gelemeyeceğinden dolayı, alevi katliamlarıyla ilgili bir açıklama yapmayla sınırlı tuttum.
Konuya nasıl bir giriş yapacağıma karar vermede, ikilemde kaldım. Çünkü, ne yaparsam yapayım, alevi katliamlarını aydınlatmaya yeterli olmayacak. Belki sondan başlamak daha doğru bir başlangıç olur. Sizi bilmem, Bana göre insanlık tarihi açısından Suriye’deki alevi katliamı hem ibretlik, hem de ders niteliğinde bir olay. Hepimizin bildiği gibi, bir devletin asli görevi egemen olduğu ülkeyi, dış devletlerin saldırılarına karşı savunmaktır. Güneyde İsrail, Kuzeyde Türkiye ve Amerika Suriye’yi atış poligonuna çevirmişler. Sözüm ona, Suriye de devrim yaparak, yeni bir devlet kuran DAİŞ bozması colani ve ekibi, yabancı devletlerin saldırısı karşısında üç maymunu oynuyorlar.
Ey Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları size soruyorum; Bir devlet, ülkesini ve halkını yabancı devletlerin saldırısı ve işgallerine karşı savunma basiretini gösteremiyorsa, o devleti nasıl gerçek bir devlet olarak tanımlayabiliriz.
İşgalcileri eleştirmeye bile cesareti olmayan DAİŞ bozması colani, sahilde alevilere karşı askeri harekat başlatıyor, İdlip’teki Türkiye aparatı çetelerde, cihat çağrısı yaparak harekata katılıp kadın, çoluk çocuk, yaşlı, sivil gözetmeksizin alevilere soy kırım yapıyorlar ve suçlarını ört bas etmek için, katliamı kontrolden çıkan silahlı güçler yaptı diyorlar.
Şimdi hepinize soruyorum; bu katil çeteler her gün Suriye’ye bomba yağdıranlara karşı niye kontrolden çıkmıyorlar da, savunmasız alevilere karşı kontrolden çıkıyorlar, işin püf noktası budur.
Şimdi o püf noktayı biraz aydınlatayım.
Birincisi; Türkiye’nin izni ve desteği olmadan, bu katliam asla yapılmazdı.
İkincisi; Bu katliam ne ilktir, ne de son olacak. Birinci Selim ile Şah İsmail arasında 1514 yılında, çaldıranda yapılan savaştan bu güne kadar alevilere sistematik olarak katliam yapılmaktadır.
Üçüncü ve en önemlisi; Sunni mezhebinin, alevilere bakış açısıdır. Suniler, aleviliği BİDAT olarak kabul ederler. Bu nedenden dolayı, alevilerin katledilmesini dini açıdan caiz görürler, dolayısıyla sunnilerin zihin yapısında yer eden bu anlayış, en ufak kıvılcımla hemen kontrolden çıkıp, alevileri katletmesine zemin oluşturuyor. Sunni demokrat ve aydınlara uyarım şudur; aleviler için devamlı risk taşıyan sunnilerin zaafiyetine karşı olunmalı ve gerekli tedbirler alınmalıdır.
Hali hazırda, Türkiye de yaşayan yirmi milyon aleviyi koruyacak bir devlet yok. En azından vicdan sahibi Türkler, aleviler için güvence oluşturmalı. Bu arada iki konuya açıklık getireyim.
Birinci konu; Neden alevilerin devleti olmadığını ileri sürdüm. Çünkü, bir topluma sadece kimlik verilerek vatandaş yapılmaz, nüfus sayısıyla orantılı olarak, devletin ana omurgasını oluşturan kurumlarında görev alması icap eder.
Bir test yapalım bakalım, alevilerin devlet kurumları içindeki konumu nedir.
Mesela Cumhurbaşkanı alevi değil, Bakanlar alevi değil, Ordu komutanları alevi değil, Valiler alevi değil, Emniyet müdürleri alevi değil. Artık, seçimle gelen alevi belediye başkanlarına da kayyum atanıyor. Yani, Devletin bel kemiğini oluşturan kurumlarda alevi yok, zaten olsaydılar çetelerin Suriye de alevi katliamı yapmasına izin vermezlerdi.
Bu şartlarda, Türkiye Cumhuriyeti devleti, Alevilerin de devleti olabilir mi?.
İkinci konu; Neden, Türkiye de alevi katliamı riski olduğuna dikkat çektim. Abdulkadir Selvi, köşe yazısında bakın nasıl bir provokatif tespit yapmış. “PKK da Dersim gurubu ile İran gurubu barış istemiyor” diyor, Abdülkadir efendi… Bu zat, gerçekle alakası olmayan böyle bir iddiada bulunmasındaki amacı belli. Dersim gurubu barış istemiyor demesinin sebebi, alevilere yeni katliamlar yapılması için zemin hazırlamak. İran gurubu istemiyor demesindeki gaye, ABD ile İsrail’in İran’la yapacağı muhtemel bir savaşta, Türkiye’nin İran’la savaşa girmesini haklı göstermek.
Bu konuda söyleyeceğim son söz şudur; Türkiye Cumhuriyeti devletini ırk, din, mezhep devleti yapmakla, Türklere çok büyük kötülük yapılıyor. Yol yakınken vazgeçin, yoksa iş işten geçtikten sonra, en büyük zararı Türkler görecek.

Share
150 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

7+5 = ?