Son Dakika
Kıymetli okuyucular,
Değerli dostlarım.
Doğrusu çok merak ederim. Yazımın başlığını gördüğünüzde ilk aklınıza neler aktı. Sizin zihninizde neler canlandı. Hafızanıza hemen Hz.Ömer ismi mi, yoksa Hz.Ali veyahut Sultan Süleyman ismimi düştü. Yahut benim gibi ilk hatırladığınız Kemal Kılıçdaroğlu mu oldu?
İtiraf ediyorum, zarif bir devlet memuru olarak tanıdığım ve siyaseten adaylıklarında yetersiz gördüğüm Kılıçdaroğlu, şaşırtıcı bir çıkışla bir milletvekilinin (Enis Berberoğlu) Gazeteciye ilettiği bir bilgi fotoğrafı (Mit tırlarının silah sevkiyatı) için, 25 yıl hapis kararı ile tutuklanmasına tepki koymuştu. Devamında da, Yargı siyasetin emrine verildi. Yargı eğer siyasetin sopası olarak kullanılıyorsa, Demokrasi yok demektir izahı ile “HAK HUKUK ADALET” diyerek yollara düştü. 15 Haziran 2017’den, 9 Temmuz 2017’ye kadar 25 günde Ankara Güvenparktan İstanbul Maltepe’ye kadar kalabalık bir zevat ile birlikte 420 km.lilk yolu yayan kat ederek, tarihe not edilecek sivil eylemini başlattı. İstanbul’luda kalabalık HAK HUKUK ADALET mitingini başlattı.
Şahsım adına şaşkınlığımı ifade etmek zorundayım. İçinde bulunduğumuz şu zamanlarda da Yargı siyasetin oyuncağı gibi görülüyor sanıyorum. En azından ben öyle görüyorum.
Nasıl ifade etmem gerekiyor bilmiyorum. Kendim de bizatihi Ak Partinin kuruluş aşamasını yakınen takip etmiş, şahsıma yapılan açık gizli tekliflerle sorumluluklar almıştım. Çünkü, Cumhurbaşkanımızı 1990’lı yıllarda başarılı bir İBB başkanı iken İsviçre-Zürih kentine yaptığı ziyarette tanımış, yakın bir tanıdığı tarafından tanıştırılmıştık. Kendilerini zaten Nurettin Sözen’in başarısız belediye başkanlığından sonrasında İBB’nin başarılı başkanı olarak ilgiyle takip ediyorduk. Karizmatik duruşu, söylemleri ve genç yaşı ile ilgimizi çekiyordu.
Erbakan hocanın karşısında, Erdemliler hareketi olarak çıkışı ve yeni partisini kuruşunu yakınen takip ediyordum. Bu arada Amerika’ya yaptığı seyahat ve oradaki çeşitli düşünce kuruluşları tarafından açık olarak desteklendiği belli idi. Amerika’nın da destekleyeceği aranan aday belli oldu ve Ak Parti kuruldu.
Bu arada Merhum Erbakan hocanın, kıymetli bir Önder ve lider olduğunu anlayamadığımı ifade etmek isterim; üzüldüğümü bilmenizi isterim.
2001 finansal krizi, hükümet ortağı MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’nin Keles Kocayayla da 3 Mayıs Türkçüler bayramı etkinliklerinde yaptığı erken seçim çağrısını getirdi. Erken Seçim ile birlikte yeni bir ufka doğru yeni kurulmuş olan Ak Parti’nin yeni ufka doğru önünü açmıştı. Muhtar bile olması mümkün olmayan Tayyip Erdoğan’ın önü açıldı. Ayrıca Amerika’nın mutabakatı ile dünya bankasından transfer edilen Maliye bakanı Kemal Derviş ile krizin etkisi minimalize edilmiş, Ekonomi rayına girmiş, iktidar erken seçim sonrası Ak Partinin eline geçti. Mottosu 3 Y olan, yani Yolsuzluk, Yoksulluk ve Yasaklar beyanı ile seçmen bu güne göre aldatılmış, ezici parlamento çoğunluğu ile tek başına iktidar olunmuştu.
İkinci dönem devamında da Anayasada yapılan bir düzenleme ile Tek adam yönetim sistemi denilen değişiklikle şimdiki yönetimin önü açılmış, her şey Cumhurbaşkanına bırakılarak parlamento ve hükümet etkisiz hale geldi. Yürütme tamamen vesayet altına sokuldu ve teslim alındı. Dolayısı ile, Yargı’da siyaseten teslim alınmış oldu. KHK’lar ile hükümet işleri parlamento düzenlemeleri olmandan yürütülür hale döndü. Adeta benim de az çok tanıdığımı düşündüğüm, demokrasiye bağlı olduğunu sandığım Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olarak bambaşka bir kişiliğe dönmüştü. Adeta “Tek adam yönetim sistemi” bize hiç uymamış hepimizi farklı düşüncelere yöneltmişti.
Bana bu yazımda esin olan “ Hak Hukuk Adalet” ifadesi ismi Sayın Kılıçdaroğlu’nun hakkında açılan Cumhurbaşkanına hakaret davası hakkındaki tarihi savunması, Hak, gasp ediliyor. Hukuk yok edildi. Adalet var mı düşüncesini oturttu diyebilirim.
Çünkü, bazı olaylar ve bağlı uygulamalar kabul edilebilir hali aşar bir halde, gözümüzün önünde canlı canlı duruyor. Milli irade yok edilmiş, seçimler ile kazanılan makamlar atama ile gelen kayyumlara bırakılmıştır. İstanbul Esenler, Mardin,Tunceli, Ovacık, Halfeti daha başka yerleşimlerinde ekleneceği yazılıyor, konuşuluyor vs vs. Bazı önemli şahsiyetler yıllardır yargılamaları yokken cezaevlerinde mahkum olarak tutulmaktadır. Seçilmiş Hatay Milletvekili Avukat Can ATALAY halen tutukludur. AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi)nin kararlarına uyulmamaktadır. AYM (Anayasa Mahkemesi) kararları alt mahkemelerce tanınmamaktadır. Mülakatlar vesile edilerek başarılı adayların hakları gasp edilmektedir. Yığınla gazeteciler sansüre tabii tutularak halkın haber alma hakkı ve basın özgürlüğü yok edilmektedir. Hala küçücük bir kızımız, yavrumuzun katili bulunamamaktadır. Dünyanın kırmızı bültenle aradığı kanun kaçakları ülkemizde cirit atabiliyor. Onlarca kadın hala her gün şiddete uğruyor, katlediliyorlar. Bebek katili olarak tanıtılan bir hükümlü terörist Siyasetci eliyle milletin meclisine davet ediliyor. Söyleyebilecek daha bir çok olay anlatabilirim, ancak ruhum daralıyor.
İşte bu yüzden; “ HAK HUKUK ADALET”
Gününüz neşeli verimli geçsin.
Sağlıcakla kalın, huzurlu olun.
BENZER HABERLER