İdeoloji ve ilke olmadan olmaz

Sevgili okurlarım; Bildiğiniz gibi  insanlarımızın kötü bir alışkanlığı var. Ülkede yapılan her bir haksızlıktan çıkarımız varsa, tereddüt etmeden haksızlık yapanların yanında oluruz, bir gün aynı haksızlığa maruz kaldığımızda tepki koymaya başlarız. Bu olgu, şu anda yaşadığımız temel sorunların asıl nedenidir. İdrak etmediğimiz şey  bizim yararımıza olan durum, başkalarını mağdur ediyorsa bir süre sonrada kaçınılmaz olarak bizi mağdur edecek.

Yani her iş usulüne uygun olarak yapılmalı, bizim yararımıza olsa dahi başka insanlarının zarar göreceği şeyleri asla yapılmamalı.

Bizim toplum her şeyi çok çabuk unutur ve günübirlik yaşar,  onun için doğru dürüst bir ideolojiye sahip değil. Sağlıklı ideolojisi olmayınca ilkeli yaşamı da yoktur, dolayısıyla ülkemizdeki siyasi yapılarda son derece niteliksiz konumdadır. Eğer unutulmadıysa, CHP Kestel ilçesi genel kurulunda üç temel noktaya dikkati çekmiştik

1. İdeolojik netlik.
2. İlkeli örgütlenme.
3. Taban iradesini esas alınmalı.

Aksi taktirde, yapılacak seçimi hangi liste kazanırsa kazansın halka hiç bir faydası olmayacak. Ayrıca, kendileri için iyi bir sonuç olmayacak demiştim. Zira, kullandıkları yöntem, sol ideolojiye ve ilkelere ters bir yöntem idi, işi kuralına göre yapmazsanız son tahlilde size faydası olmadığı gibi, üstelik zararı olur.

Elbette ki, Türkiye solu durup dururken kendiliğinden bu hale gelmedi. Devlete egemen olan Karşı devrimci faşist ve yobaz yapılanma, ülkeyi istediği gibi sorunsuz yönetmek için sol muhalefetin içini boşaltıp, kendileri için zararsız konama getirmeleri gerekiyordu. Bu amaçla her türlü baskı ve hileyle niteliksiz bir sol yaratarak amacına ulaştılar.

Kısacası sol Türkiye’nin bu kötü gidişatına son vermek istiyorsa, ideolojisi ve ilkeleri ile sahaya inmeli. Yoksa, halkı kandırmaya gerek yok, başka türlü başarılı olma şansı hiç yok.