Son Dakika
Kıymetli okuyucular,
Değerli dostlarım.
Tarihi Osmanlı’dan başlatırsak, 1299 yılını baz almış oluruz. Oysa bu tarihte Osmanlı Bugünkü Bilecik ilimiz ve Söğütlü civarında neşet etmeye başlamış, küçük bir beyliktir. Selçuklu sultanlığının öncü güçlerinden, uç beylerinden biri olan Osman beyin önderliğinde kurulmuştur. Osman bey ve yanındaki arkadaşları, yiğitleri ve dahi devamlı istişarede bulunduğu bilge kişilerle birlikte kurdukları bir oluşum. Ziyadesi ile Kostantinopolis olarak bilinen İstanbul merkezli doğu roma imparatorluğunun uzantısı Bizans imparatorluğunun bölgede bulunan bizans tekfurları ile olan mücadeleleri sonucu oluşmuş bir beyliktir.
Zamanla gelişen ve genişleyen Osmanlı imparatorluğu 1516 yılında Osmanlı padişahı I.Selimin Halep yakınlarındaki Mercidabık muharebesinde Memlükleri yenmesi ile Suriye topraklarının çoğunu fethetti. Suriye 1516 dan 1918 e kadar Osmanlı toprağı olarak kaldı.
Müslümanlar için kutsal Hac yolculuğu açısından Halep ve Şam kutsal bir karakter kazandı. Osmanlı yönetimi 1549 da yaptığı düzenleme ile Halep ve Şam eyaletlerini kurdu ve padişahın atadığı Valiler eliyle yönetmeye başladı.
I. Dünya savaşı sonrası 1916 Sykes-Pıcot anlaşmasına uygun olarak 1920 de Fransa’nın işgaline/ kontrolüne bırakıldı. (Sykes, İngiliz diplomat -Picot Fransız diplomat) Yıllar sonrasında 24 Ekim 1945 yılında Birleşmiş Cemiyetler birliğinin onayı ve Fransa’nın çekilmesi ile bağımsız Suriye ortaya çıktı. Kısa bir dönem 1958-60 arası Mısır ile anlaşarak Birleşik Arap Cumhuriyetini BAC yi birlikte oluşturdular. 1961 de BAC den ayrıldı. 1963 ten itibaren 2024 yılına kadar bağımsız bir devlet olarak kaldı. 1970 den itibaren de ESED ailesi ve BAAS partisince diktatörsel olarak yönetildi. Son 14 dır iç savaş çalkantıları içinde yönetilmekteydi. Aralık 2024 te devlet başkanı Beşar Esedin ülkeyi terk etmesi ile yeni bir askeri ÖZGÜR SURİYE ORDUSU oluşumunca düzen oturtulmaya çalışılıyor.Bütün etnik, sosyolojik, kültürel ve dini farklılıkların dikkate alınmayacağı, adil eşit, demokratik bir yönetim olacağı taahhüt ediliyor. Orta doğunun enerji kaynağı olan doğal gazı ve petrolünde gözü olan dünyanın önde gelen gelişmiş, kalkınmış ülkeleri ilgiyle takip ediyorlar. Ülkemiz Türkiye bu takipte başat bir rolde görüntü veriyor. Diplomatik çalışmaları çok önemli bir şekilde devam ettiriyor. Her şartta terörden arındırılmış, toprak bütünlüğü sağlanmış, yeni Suriye’nin her tür ihtiyacında yanında duracağını ve yardımcı olacağını beyan ediyor.
2011 de iç savaş başlangıcı ile Suriye değişik terör grublarınca bölünmüş halde tarumar olmuş durumdadır. Yaklaşık 23-24 milyon civarında olan nüfusunun 10-12 milyonunun savaş nedeniyle ülkeyi terk etmiş olduğu tahmin edilmektedir. Yerleşim yerleri özellikle küçük yerler tamamen harap hale gelmiştir. Ülkede yaklaşık 400 milyar dolar değerinde alt yapı ve binalarda tahribat olmuştur.
Ülke yerle yeksan olmuş, darmadağın edilmiş ülkenin hali perişandır. Geride kalan halktan iktidara yakın olanlar dışındakiler çok zor şartlarda yaşam sürdürmektedirler. Yeniden tamirat ve tadilat ,ancak yıllar sürecek bir zaman içerisinde finansman bulunabilirse mümkün olabilecektir. Zengin Arap ülkeleri ve BM ve Gelişmiş dünyanın el atması, destek olması elzemdir.
Türkiye her türlü desteği vereceğini beyan etmiştir. Çünkü ülkemizde yurtdışına çıkan Suriyeli vatandaşların yaklaşık 8 milyonu, bazılarına göre çok daha fazlası ülkemizi mekan edinmişlerdir. Suriyeli muhacirlerin geçtiğimiz 12 ,13 yılda bize maliyeti çok büyüktür. Hükümetimizin ilgili birimleri ve yetkili zevatın beyan ve açıklamalarından anlaşılan 130-150 milyar dolar aralığında harcama yapılmıştır. Muhalefete sorarsanız bu rakam çoktan ikiyüz milyar doları çoktan geçmiştir. Bazı il ve yerleşim birimlerimizde demografik yapı bozulmuş, göçmen nüfusu yerli halkın nüfusunu geçmiştir. Sağlık hizmetleri göçmenler lehine hastanelerimizde önceliklendirilmektedir. Sıra beklemeden randevu talep etmeden hizmet almaktadırlar.
İlimiz Bursa’daki Darmstadt caddesinde olduğu gibi bir sürü bölgede gettolar oluşmuştur. Bursa’da resmî olarak kayıtlı 174 bin göçmen bulunmaktadır. Resmî olmayan haliyle 220-230 bin sığınmacı olduğu sanılmaktadır.
Bu yoğun nüfus barınma ihtiyacı için konut kiralarını yükseltmiştir. Okullarımızda özellikle ilköğretimde sınıf mevcutları artmakla eğitim kalitesi düşmüştür. Genel anlamda Vatandaşlarımız durumdan rahatsızdırlar.
Bu durum siyasetende Zafer partisinde olduğu gibi kullanılmaktadır. Yeni kurulmuş olan Zafer partisi göçmen karşıtlığını önceliklendirerek oy oranını ciddi oranda yükseltmiş, taraftar kitlesini arttırmıştır.
Esad’ın ülkeyi terk etmesiyle iktidarı ele geçiren ÖSO güçleri tüm ülkede sevinçle karşılanmış, tüm dünya tarafından merak ve ilgiyle takip edilmektedir. ABD’nin başına 10 milyon dolar koyduğu, terörist başı olarak tanımladığı COLANİ askeri başkomutan olarak Suriye’deki yeni yönetimin başındadır ve yönetime hakimdir. 28 Ekim 1982, Riyad (Suudi Arabistan)ta doğan COLANİ Golanlı bir Suriyeli ailenin oğludur. AHMED EŞ ŞARA adındaki bu zat de facto Suriye Devlet Başkanı olarak kabul görmüştür.
Yakın Coğrafyamız konusunu işleyeceğimizi yazmıştım. Bütün dünyanın merakla takip ettiği komşumuzun oluşumunun ivedilikle, barışla, kavgasız bir şekilde sonuçlanmasını bekliyoruz. Bölgeye istikrar ve huzur getireceğine inanıyorum. Fakat kolay olmayacağı gerçeğini görmezden gelemeyiz. Şahsen benim ciddi endişelerim var. Konuyu yazmaya ve endişelerimizi izâle etmeye devam edeceğim.
Gününüz neşeli, verimli geçsin.
Sağlıcakla kalın, huzurlu olun.
BENZER HABERLER