logo

KILIBIKLIK VERGİSİ

İNSANLAR yeni yıldan iyi şeyler beklerler, umut ederler.
Hani Ayı demiş ya; “bu yıl armut bol olacak.”
Nereden bildin demişler.
“Öyle umuyorum” demiş.
Bizlerde yeni yıldan şeyler umut etmiştik.
Ne yazık ki, umut edilenlere değil, acı gerçeklerle karşılaşıyoruz. Daha yeni yılın mahmurluğu geçmeden vergiler, zamlar yağmur gibi gelmeye başladı. Emlaktan, arabaya, sigaraya, yakıta, her şeyden alınan vergiler arttırıldı.
Bu vergi yağmuru şu bilinen hikayeyi hatırlattı bize.
Padişahlık döneminde hazinedeki paralar suyunu çekmeye başlayınca, padişah vezirini çağırıp sormuş:
Durum iyi değil, ne yapacağız, hazineyi nasıl dolduracağız?
Efendim, pazarda tavuk satanlardan birer akçe alalım.
Öneri padişahın hoşuna gitmiş. Ancak, oturup hesap kitap yapıldığında, bu paranın da “yetmeyeceği “ fark edilince, yeni bir öneri ortaya atılmış;
Kafası kel olanlardan da birer akçe alalım.
Bunun da yetmeyeceği görülünce“ karısından korkanlardan da birer akçe” denmiş.
Ardından, ferman çıkarılıp, herkese duyurulmuş ve uygulama da başlatılmış…
Günlerden bir gün, padişahın vergi toplama memurları pazarda dolaşırken, 3 akçeye tavuk satan bir adamı tespit edip, kenara çekmişler;
Bir akçeni hazineye vereceksin.
Adamcağız, itiraz edecek gibi olmuş, ancak tartışma çıkınca kafasındaki kavuk düşmüş, oda ne? Adamın başı kel;
Bir akçe de kel olduğun için vergi vereceksin!..
Aman beyler, durun ne yapıyorsunuz. Alt üstü birkaç akçem var, onu da size verirsem eve gidince karıma ne derim?
Vaaay… Seni kılıbık, demek karından da korkuyorsun. İşte padişahımın fermanı, bir akçede kılıbıklık vergisi!..
İyi ki Hükümet “kılıbıklık vergisi” diye bir vergi yürürlüğe koymuyor. Yoksa, bu vergiyi ödemekten perişan olacak çok kişi var!.. Gerçi bu vergi olsa ve tam olarak da mükellefleri tespit edilip uygulansa, Maliye herhalde paraları koyacak yer bulamaz…
Maliye deyince aklıma geldi.
Geçen ay Maliye Bakanımız Sn. Mehmet Şimşek Şöyle bir şey söyledi:
“Ülkemizdeki emekli aylıkları Avrupa ülkelerinin çok üstündedir.” Yani, bizim emekliler çok yüksek aylık alıyormuş.
Maaşlarımız Avrupa’daki emeklilerden daha fazlaymış.
Yahu el insaf…
Almanya’daki, Fransa’daki, İngiltere’deki emekli karı koca çıkıp yurt dışında tatil yapabiliyor.
Biz pazara çıkmaya çekiniyor…
Haaa Sn Bakanımız şöyle deseydi;
“Ülkemizdeki Milletvekili emekli aylıkları, Avrupa ülkelerinin Milletvekillerinden çok daha ballı ve çok daha yüksektir” ona inanır ve desteklerdim.
Siz onu bunu bırakın, verilmiş sadakamız varmış.
Eyiki “kılıbıklık vergisi” alınmıyor.
İflahımız sökülürdü valla.
Memleket kılıbıktan geçilmiyor.
Şimdi bazıları, “ben kazak erkeğim,” “ben evin reisiyim” falan diyecekler.
Hani Karıkoca kavga ediyorlarmış…
Adam dayağı yerken bir ara korkudan yemek masasının altına girmiş…
Kadın sesleniyormuş, “Çık masanın altından diyorum sana çık…”
Adam örtünün altından başını uzatmış;
“Bu evin reisi ben değil miyim, istediğim yerde dururum…”
Bugünkü yazımızı da şu sözle noktalıyım.
“Hayat bizi resmen dört işlemle sınar. Gerçeklerle çarpar, aylıklarla böler, insanlıktan çıkarır ve sonunda topla kendini der.” (Tolstoy)
Kalın Sağlıcakla…

Share
413 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

4+1 = ?