logo

Mecliste senin gibilerin durma hakkı yok!

Sevgili okurlarım; Bu güne kadar  gazetemiz Kestel Yöre de bana ayrılan köşede elimden geldiği kadar Türkiye’nin karşı karşıya olduğu, hayati öneme sahip sorunlar hakkında gerçekleri yazmaya gayret ettim, yazılarımı düzenli olarak takip eden değerli okurlarım söylediklerimin hemen hemen tamamının doğru olduğunun şahididirler.

Sizlerin yararlanabileceğiniz daha fazla aydınlatıcı yazılar   yazabilirdim, yazamadım. Çünkü, Türkiye de  hukuk sisteminin fikir özgürlüğü konusundaki,  sorunlu durumdan dolayı nerdeyse % 80 varacak düzeyde kendi kendime sansür uyguladım.

Bu saatten sonra, korkunun ecele faydası olmadığının kanaatine vardım. Bu sebepten ötürü artık sansürsüz yazacağım.

Sevgili okurlarım; Narin’in katledilmesinden dolayı yazıyı yazarken kimyam bozulmuş durumda, sağ duyulu düşünemiyorum. Zira, biraz  kapsamlı düşündüğümüzde hepimiz bu vahşi cinayetin suç ortağıyız. Ortada her türlü suçu işleyen ve işlediği suçları ört bas eden sosyolojik bir suç örgütü var. Bu olgu sadece tavşan tepede yapıyla sınırlı değil.  Kürtler içinde bir hayli yaygın bir olgudur. Bu suç örgütlenmeleri özellikle din kisvesi altında toplumun ve devletin kılcal damarlarına kadar girmişler, özellikle tarikat ve vakıf aracılığıyla devletin kurumlarını ciddi anlamda etkisi altına almışlar, adeta devlet içinde devlet olmuşlar.

Bu yapılarda  işlenen en vahşi suçlar dahi, devletin mahkemelerine götürülmez. Mesela tavşan tepe köyünde mahkemeye intikal etmiş bir adli vaka bulamazsınız, yani bu sosyolojik yapılardaki insanların kaderi, bu yapıları yönetenlerin insafına bağlı. İnşallah Narin’in ölümü,  insanlarımızın bu cinayet şebekelerinden kurtuluşuna vesile olan, kurtuluş meşalesi olur.

Bu anlamda Narin’in katliamında suçlu olan sosyolojik bir suç örgütü var, eğer hukuk bu yapıyı ortadan kaldıracak hukuki yaptırımlar yapmaz ise,  devletin ve milletin kılcal damarlarına kadar işlemiş olan bu virüsü temizleyip atmaz ise, kişisel bazda vereceği cezalar hiç bir işe yaramayacak. Narin, olayında  benim için çok anlamlı ve  gelecekte adaletli bir düzene geçileceğine dair çok önemli gelişmeler oldu.  Şer odaklarının yaptığı caniliği ört bas etmek için yaptıkları planlar, Diyarbakır halkının duyarlığı ve askerin dirayeti sayesinde boşa çıkarıldı, bu olgu halkla devlet bütünleştiğinde yenemeyeceği Şer gücü  olmayacağının açık delidir.

Umarım bundan sonra bütün devlet kurumları tavşan tepede jandarma komutanlarının izlediği yolu izleyerek, halkla bütünleşerek sorunların üstesinden gelir. Bu bağlamda, Narin, olayındaki kararlı çabalarından dolayı askerimizi ve halkımızı tebrik ediyorum.

Galip Ensarioğlu’nun sarf çirkin sözlere atfen bir iki cümle ile cevap veriyorum.

Ulan Galip sekiz yaşındaki küçücük savunmasız bir çocuğu hunharca katledip, katliamı gizlemek için her türlü hileyi yapan cani yaratıklar senin aile dostunmuş “bu aileyi incitmeyin” diyorsun.

Ulan senide dostun olan o aileyi de hepinizi Narin’in tırnağına kurban ederim. Mağduru savunman gerekirken, canileri aklamaya gayret  ediyorsun. Madem öyle TBMM’yi terket git ne halt ediyorsan et. Çünkü, yüce mecliste senin gibilerin durma hakkı yok.

Share
162 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

8+8 = ?