Son Dakika
Değerli okuyucular,
Saygıdeğer dostlar.
Öncelikle belirtmeliyim. Bugünkü yazımın başlık ve esin kaynağı, kıymetli dostum Kestel’in değerli gazeteci evladı Ersel Peker, kardeşimin 18 Kasım 2013 tarihli Bursa Hakimiyetteki köşe yazısıdır. Hatta aynen kopyasıdır diyebilirim.
Kestel de ortada dolaşan bir yığın aday var. Millet konuşuyor, tartışıyor. Görülen o ki, herkes belediye başkan adaylarına odaklanmış, meclis üyelikleri yine es geçiliyor.
Oysa böyle olmamalı….
Belediye başkan adayı, kalitesi, donanımı, vizyonu, geleceğe dair hayalleri, daha da önemlisi halkla iletişimi, eşit, adil hizmet ahlakını yaşam biçimi seçmiş kişilik sahibi insanlar olmalıdır.
Bu yeterli mi ?
Asla değil…
Daha da önemli olanı ise. Belediyenin karar mercii olan meclis üyeliği adaylarının, değişen dünyaya, gelişen Türkiye’ye, büyüyen Bursa’ya ve kalıbına sığmayan Kestel’imize ayak uydurabilecek ufukta olmasıdır.
Maalesef meri olan seçim sistemine göre, önümüze sürülen seçilmiş olan adayları onaylama, tercih etme durumundayız. Seçmen olarak bizler, seçen değil, tercih eden konumundayız.
İşte bu yüzden de adayları belirleme durumunda olan parti yönetimleri ellerini vicdanlarına koymalılar, vebalinden sorumludurlar.
Zira oluşturdukları listelerdeki kişilerin tercih edilmeleri halinde, her yaptıkları olumsuzlukların unutulmasın, vebali olacaktır.
İşte önümüzde söylediklerimizi test edeceğimiz yerel mahalli seçimlere üç ay zamanımız kaldı. Göreceğiz bakalım siyaset, oy kaygısı ile mi meclis üyeleri listesi oluşturacak. Yoksa meclis üyelerinin kalitesi ve ilçemize katkı sağlayabilecek isimler mi öne çıkacak, listelerde yer bulacak.
Biliyorsunuz önümüzdeki seçimlerde, bağımsız, partisiz tamamen yerli bizden birini, muhtarlık adayımızı ve azalarını seçeceğiz.
İlaveten parti üst yönetimlerince seçilmiş olan, Büyükşehir belediye başkanımızı, ilçemiz Kestel belediye başkanımızı ve onun ekibi olarak 25 kişilik meclis üyelerini seçiyormuş gibi yapıp, tercih edeceğiz yani. Hayırlı olur inşallah.
İşte sandık bu yüzden var ya… işte bu yüzden oyununuz/tercihiniz çok kıymetli. İşte bu yüzden yerel seçimlerde parti, lider vs değil, onaylıyacağınız başkan ve ekibi önemlidir.
Aksi takdirde kaliteyi gözetlemeyip, bizden olsun da kim olursa olsun, düşüncesi ile liste oluşursa, yaşadığınız kente ihanet etmiş olursunuz.
Gayet tabii ki, siyasetçinin seçimi kazanacak kadroyu oluşturma isteği pekala hakkıdır. Konuya siyasetçi gözüyle baktığımızda seçmenin görmek istediği, nitelikli yönetici adayları bulmak zordur. Bulduğunuzuda kentin yönetim kadrolarına dahil etmek kolay değildir.
Hatta mümkün olmamaktadır. Çünkü bu tür nitelikli insanlar,çeşitli sebeplerle siyasete dahil olmaktan çekinmektedirler.
Adayınız ve ekibi eğitimli, donanımlı, adil, çalışkan ve vizyon sahibi ise, kentinize doğru hizmetlerde bulunur. Hizmetinde sizinde payınız olmuş olur. Huzur olur, refah olur, mutluluk olur. Sizin için de ONURUNUZ, ŞEREFİNİZ olur.
Peki ya belediye başkan adayınız kaliteli, adil ve vizyonlu değilse…
Meclis üyeleri de yeterli donanıma sahip değilse.
“Kimi aday yaptığımız pek de önemli değil. Partimizin adı ve vatandaşın genel başkanımıza bağlılığı, inancı seçimleri kazanmamız için yeterlidir.” Düşüncesi ile adaylıklar ahbap çavuş ilişkileriyle oluşturulursa işte o zaman vay o kentin haline, hemşehrilerin hizmetine, kentin geleceğine.
İşte bu yüzden önümüzdeki yerel mahalli seçimler büyüyen, gelişen ilçemiz Kestel’imizin geleceğine yön verecek yeni kadroların iş başına getirileceği 31 Mart 2024 seçimleri çok önemlidir.
Seçen içinde, seçilecek olan içinde sizin tercihiniz değerlidir. Siz de kentinizi yönetecek başkan ve ekibini daha yakından tanımak, araştırmak, sorgulamakla sorumlusunuz.
Dolayısı ile önümüzdeki seçimler geleceğinize yön verecek. Siz de….
Akl-ı selim ile araştırın, sorgulayın. Kalb-i selim ile değerlendirin. Zevk-i selim ile sandığa sahip çıkın. Oyunuzu kullanın, tercihinizi yapın.
Gününüz neşeli verimli geçsin.
Sağlıcakla kalın, Mutlu olun.
“Belediye başkan adayı ve kadrosu nasıl olmalı ?” için 1 yorum
BENZER HABERLER
Sn. Ülkerin yazısı politikada ki vasatlığa işaret ediyor.Bizde kendine muhafazakar ve dindarlarım diyenlerinde, en az ve belki daha fazla, diğer toplum kesimleri kadar kaliteye ihtiyacı var. Ben, yazıya bunuda eklemek isterdim. Oysa, yıllardır muhafazakar ve dindar olduğunu ifade edenler, İstanbul’u da ve Bursa’yı da yönetiyor. Ama şehir estetiğinden ve akıllı bir yerleşim planından eser yok veya az. Ana caddelerden mahallelere girildiğinde bunu görmek daha kolay oluyor, evler bile yola ayni mesafede yapılamamış. Almanya’nın Münih kentinide Viyana’yı da yıllardır katolik muhafazakarlar yönetiyor. Gidip bakın Bursa ile İstanbul ile bir kıyaslayın, yönetimdeki ve meclisteki kalite farkını bu şehirler ile bizimkileri kıyaslayınca göreceksiniz. Yazarın vebal dediğide bu olsa gerek,yani;bir kasabanın veya şehrin orada halihazırda yaşayanlara ve gelecekte yaşayacaklara sunduğu hayat kalitesi. Maalesef bu konuda sınıfta kaldık,bırakın Bursa’yı Kesteli hiç bir şehrimiz ve kasabamız dünya sıralamasında yer almıyor.