Son Dakika
20 Kasım, Dünya Çocuk Hakları Günü olarak kutlanmaktadır. 1989 yılında imzalanan Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ile çocukları hakları yasalar ile de güvence altına alınmaya başladı. Haklarını koruyamayan, bilmeyen, buna gücü de olmayan, ama dünyanın da en güzel varlıkları olan çocukların haklarını güvenceye almak ve çocukları korumak elbette yetişkinlerin sorumluluğunda.
Özellikle toplumsal krizler ve savaşlarda en büyük yarayı alan kesim çocuklar olur. Atatürk’ün meşhur “Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir” sözü anne ve babası olmayan çocuklara Cumhuriyetin sahip çıkacağı düşüncesi ile söylenmiş bir sözdür. Yıllar içinde dünyada ve ülkemizde çocuk hakları konusunda ilerlemeler kaydedildi ve belki yasalara da girdi. Ancak çocukların mutlu olmak, gülmek gibi temel ihtiyaçları ve en masum haklarının güvence altında olması için bunları yasalara yazmak yeterli olamıyor. Sağlıklı bir aile yapısı ve yeterli bir ekonomik altyapı gerekiyor. Annesi babası işsiz olan, evinde ekonomik kriz olan çocukların gülmesi de pek mümkün olamıyor.
Yetişecek nesillerin iyi insan olması değil de dindar olması hedeflenirken bunu sağlamak çok güç. İnsanların dindar olması nasıl hak ise olmaması da haktır. Esas olan iyi insan olmak. Keşke dindar olmak otomatik olarak iyiliği getirseydi. Ülkemiz dindar görünenlerin neler yaptığını görmek için büyük bir laboratuvar. En son dindar görünen düne kadar “hocaefendi” olan kişinin darbeyi tertiplediğini biliyoruz. Sapık sözde hocalar şeyhler saymakla bitmez. Böyle bir ortamda çocuklar için mutlu bir gelecek inşa etmek de pek mümkün olmuyor. Çocukların haklarını gerçek anlamda güvence altına almak onlara iyi bir gelecek bırakabilmek ile mümkün. Çocukluğunu acı içinde geçiren, ekonomik, psikolojik, sosyal şiddete maruz kalan bir çocuktan iyi bir insan da çıkmıyor. Bu yüzden çocuklara ciddiye alınmayacak, önemsiz varlıklar gibi bakmak yerine, en fazla ciddiye alınması gereken grup olarak bakmak nesillerin ve toplumun düzelmesini sağlayacaktır. Sırf uzun süredir yaşıyor diye yaşlılara hürmet edip çocukları yok saymak toplumu sürekli geriye götüren durağan bir bakış açısı. Bomboş hayat yaşayıp iğrenç suçlar işlemiş insanlara yaşlandı diye saygı duymak mümkün olmaz. Ama her çocuğa saygı ve sevgi duyabiliriz. İnsanlığın en saygı duyulacak döneminin çocukluk olduğunu unutmazsak en çok saygı duyulacak insanların çocuklar olduğunu da anlamış oluruz.
Büyük Şair Nazım’ın dokunaklı dizeleri yaşadığı dönemlerin ne kadar acı olduğunu da gösteriyor.
“Çocuklar ölmesin, şeker de yiyebilsinler”
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
18 Eylül 2023 Yazarlar
16 Eylül 2023 Yazarlar
15 Eylül 2023 Yazarlar
02 Eylül 2023 Yazarlar