Son Dakika
Siyasete ilişkin yorumlarımızda genelde hükümete yönelik eleştirilerimizi belirtiriz. Ülkeyi yöneten ve olanlardan sorumlu olan siyasi iktidar olduğundan bu durum çok doğal. Bugün ise doğrudan CHP ve CHP’de cisimleşmiş bir siyaset yapma biçiminden bahsedeceğiz. Belki görmüşsünüzdür. CHP’de Yüksek Disiplin Kurulu gibi önemli bir yerde üye olan, mesleği avukatlık olan Tuba Torun isimli bir hanımefendi. Fenerbahçe Stadı’nın Kadıköy merkezden taşınması ile ilgili bazı tweet’ler attı. Demokratik toplumlarda her konu tartışılabilir. Elbette bu fikrin de tartışılması normal. Ancak CHP’li kimliğini kullanarak insanlara öyle üstten, öyle saygısız üslupla cevaplar verdi ki, partisine çok büyük zarar verdi. Bazı tweetleri şöyle
“Şehrin tam ortasında stad olmaz. Hele İstanbul gibi çarpık bir kentte hiç olmaz. Kadıköy derseniz daha da fena olmaz. Haftaiçi yani Perşembeleri hayli hayli olmaz Erkek akıl ürünü gerçek bir ilkellik. Bu da tez bite.”
Böyle imla hataları da olan bir tweet ile tartışmayı başlattıktan sonra yorum yapan “win” isimli kullanıcıya
“Höst win Höst:)” gibi, farklı kullanıcılara ise
“Ahahahh tamam sus ağlama korkma tamam”
“ Biteceksiniz siz de gardaşım” gibi oldukça ilginç tepkiler verip, maça giden insanları statta böğürmekle itham edip “hayvan” olduklarını ima eden cevaplarla devam etti. Buraya kadar en fazla düzeyini eleştirebiliriz belki ama, stadın taşınmasına karşı çıkanlara, sanki parti adına konuşur gibi isteseniz de istemeseniz de bu stat buradan gidecek, alışacaksınız gibi üstten bakan, halkı dinlemeyen despot yönetici ağzıyla konuşmaya başladı. Bu tavır nedeniyle ciddi bir infial oluştu. Hem Hukukçu Fenerbahçeliler Derneği içerisinde bulunduğum, hem de Fenerbahçe Kongre Üyesi olduğum için etrafımda oluşan tepki dalgasını net gördüm. Çoğu CHP seçmeni olan insanlar CHP adına böyle konuşan bir insana karşı parti yönetiminden bir tepki gelmemesi karşısında, CHP iktidara gelirse bize danışmadan zorla stadı taşır mı korkusu oluştu. Önemli bir kısmı da bu durumda parlamento seçimlerinde kesinlikle CHP ye oy vermeyeceğini söyledi.
Tayyip Erdoğan’ın, gezi olaylarının fitilini ateşleyen konuşması da buna benzerdi. Ne yaparsanız yapın Topçu Kışlası yapılacak diye dayatınca halkın tepkisi büyük olmuştu. CHP Yüksek Disiplin Kurulu üyesi olan bu hanımefendinin de benzer şekilde halkı aşağılayan ve istediğini halka rağmen zorla yapacağını söyleyen tavrı konuyu bambaşka bir yere getirdi. CHP bu işten yara almadan çıkmak istiyorsa mutlaka konu hakkında tavır almalıdır. Hiçbir disiplin işlemi yapılmaz ve hiçbir girişimde bulunulmaz ise, yarın iktidar olduğunda eleştirdiklerinin tümünü tekrarlar mı korkusu bu insanların içinden çıkmaz.
Konu bir futbol takımının basit bir taraftar tepkisi değil. En ufak bir olayda bile karşı çıkılmasından hoşlanmayan, istediğini zorla yapacağını söyleyen despot dilin CHP tarafından normal karşılanmaması gerekir. Unutmamak gerekir ki FETÖ tarafından 3 Temmuz kumpası yapılmış ve Fenerbahçe’nin Başkanı suçsuz yere hapse atılmış uzun süre tutuklu kaldıktan sonra beraat etmiş, onu yargılayan hakim savcılar ise FETÖ’cü oldukları tespit edilerek cezaevine atılmıştır. O dönem bu kumpasa karşı ayakta duran ve FETÖ’ye gerçekten direnen bir kulübün, son dönemde formasında dahi Atatürk imzası olan, stadın içinde tribünlerin köşesine dev bir Atatürk Tablosu koyan kulübün, CHP’nin Yüksek Disiplin Kurulu’nda yer alan bir insan tarafından saldırıya uğraması çok ilginç. Bu olaylar nedeniyle camia gerçekten hassas. Sayısı milyonlarla ifade edilen bir kitleden bahsediyoruz. Bu hanımefendi sonrasında da kendisine küfür eden birkaç kendini bilmezi ifşa edip bu işten mağdur olduğu havası yaratmaya çalıştı. Her şeyi yapıp sonrada mağdur edebiyatı yapmak da çok tanıdık bir yöntem. Mevcut hükümette eleştirdiğimiz ne varsa aynısına sahip olunduğunu gösteren bu son örnek karşısında partinin ne yapacağını merakla bekliyorum. Ortada bir fark var mı yok mu, göreceğiz
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
18 Eylül 2023 Yazarlar
16 Eylül 2023 Yazarlar
15 Eylül 2023 Yazarlar
02 Eylül 2023 Yazarlar