Son Dakika
Dostluğu paylaşmak, sevgiyi yaşatmak için bayramlar vardır. Öncelikle bir şeyler karalamadan önce hepinizin kurban bayramı mübarek olsun. Kazasız belasız bir bayram geçirmenizi diliyorum.
Tüm insanların birbirlerine daha çok yaklaştığı, dargınlıkların unutulduğu, küslerin barıştığı ve kardeşçe kucaklaştığı, sevenlerin bir araya geldiği, rahmet ve şefkat dolu bu bayram gününde, dost ve yakınlarımızı unutmayalım.
Bayramlar, bir sevinç günüdür.
Sizleri bilmem, ama ben bayram sevincini doya doya yaşayamıyorum.
Ülkemizde ki ve özellikle çevremde ki işsiz güçsüz, aç ve perişan dolaşan insanları görüyorum.
Evini geçindirmek için namusuyla kazanacağı, ekmek parası uğruna ter döken ve evine aylardır bırakın et almayı, bayram şekeri dahi alamayan insanları düşünüyorum.
Bu yazıyı okuyanların belki böylesi dertleri yok ama, işimden dolayı çevremde böyle onlarca aileler var görüyorum, karınca kararınca dostlarımızla birlikte yakınımızda ki böyle aileler için bir şeyler yapıyoruz. Ama, bunlar günü kurtarma hamleleri her zaman derim balık verme balık tutmayı öğret ki, kendi balığını tutarak hayatını idame ettirsin her fert.
Ben her bayram çoluk çocuğu tok yatsın diye, doymuş gibi yapıp sofradan aç kalkan ve evinden kaçan babaları düşünüyorum. Pazarın geç saatlerinde insanların sırf tanınmamak uğruna pazara geç gidip, artıkları topladıklarını görüyorum.
Kimisinin hayali, bir diğerinin dönüp bakmadığıdır.
10 bin liraya geçinmeye çalışan insanlar, bu bayramı nasıl doya doya kutlayacaklar ki.
Sadaka gibi verilen üç bin lira ikramiye mesela.
Hatırlayın, bu hükümet cebinizdeki nasıl göz dikiyor.
Bayram ikramiyesi ilk verildiği yıllarda, bir tane koç alıyordu.
Şimdi ise, bir bacağını bile alamıyorsun.
Aslında, şükürcü bir toplum olduğumuzdan; bazı konuları sorgulamak, irdelemek, incelemek yerine “Şükürler olsun” deyip geçiyoruz.
Bu da toplumu vurdum duymaz bir boyuta getiriyor.
Bana dokunmayan bin yaşasın misali.
Daha da fazla içinizi karartmadan, Can Yücel’in umut dolu Bayram şiiriyle yazıyı noktalamak uygun olacak.
Hepinize Bayram hediyem olsun…
Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz
kalınca anlar insan…
Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir;
sevmeninkini yalnızlık…
Sızlamayan her organ, hele de burun diregi bayramdır.
Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni
kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayıp “çok şükür bugünü de gördük” diyebilmek…
Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır.
Yoğun bakımda sancılı geceyi ya da kangren olmuş bir ilişkiyi bitirmek te öyle…
En acıktığın anda dumanı tüten bir somunun köşesini
bölmek, korktuğunda güvendiğine sarılabilmek,
dara düştüğünde dost kapısını çalabilmek bayramdır.
Bir sürpriz paketinden çıkan hediye, tatlı bir şekerlemede
üstüne serilen battaniye, saçlarını müşfik bir sevgiyle
okşayan anne bayramdır.
“Ona güvenmiştim, yanılmamışım” sözü bayramdır.
Hiç aldatmamış, aldanmamış olmak bayram…
Yeni eve asılan basma perdeler, alın teriyle kazanılmış
ilk rızkın konduğu çerçeveler, yüklü bir borcun son
taksiti ödenirken sıkılan eller bayramdır.
Evde yalnızlığı noktalayan insan nefesi,
Akşam kapıda karşılayan yavuklu busesi.
Sevdalı bir elin tende gezmesi,
nice adağın ardından çınlayan çocuk sesi bayramdır.
Alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta ölebilmek Bayram..
Bunların kadrini bilirseniz, kıymet bilmeyi öğrenirseniz her gününüz bayram olur.
Meraklanmayın, öyledir diye size deli demezler.
Deseler de böyle delilik, bayram artığı günlerdeki nankör akıllılıktan evladır.
Her gününüz bayram olsun..!
BENZER HABERLER