Son Dakika
DeğerliOkuyucular,
Kadirşinas Dostlar;
Ben, Aidiyet duygusunu önemsiyorum, önemli buluyorum. Kişinin kendisini bir yere, bir guruba, bir zümreye ait hissetmesi çok değerlidir. Yaratıcı fıtraten bu duyguyu insana vermiş. Sosyal bir varlık olan insan, aidiyet hissi ile güçlenir. Öz güveni artar. Aidiyet duyduğu değeri sahiplenir. Hatıralarınızın zenginliği ait olduğunuz topraklarda yoğunlaşmışsa, daha bir güçlü bağlanıyorsunuz.
Bu gün size köylerimizden bahsetmek istiyorum. Çocukluk yıllarımın İlçemiz Kestel’deki bazı köylerini biraz anlatmaya çalışacağım. Ah o güzellikler geri gelse diyeceğim. Yaşları beş onluk devirmiş olanların duyduklarını, bildiklerini sandığım şeylerden bahsedeceğim.
Yetmişli yılların ilk yarısında, sanıyorum 1971 veya 72 bahar aylarında tüm Türkiye de bazı yerleşim yerlerinin isimleri değiştirildi. Gerekçesini bilmiyorum. İlçemizde de Kültürel ve sosyolojik anlam ifade eden bazı köy isimleri bu dönüşümden nasibini aldı. Tabii yıllardır kullandıkları köy isimlerinin değiştirilmesi köylümüzün sessiz tepkisi ile karşılandı. Yıllarca kabullenmediler, hatta yaşlılarımız halen eski isimleri kullanıyorlar.
Biri varki halk arasında hala eskisi, eskimedi kullanılıyor. Şükraniye mahallesini kimse bilmez. Ama Kazancı’yı herkes tanır, bilir. Kazancı eskimeyen eski isimdir. Şükraniye sonradan tanımlanan yeni isimdir.
Benim dedelerim 1877-77 Osmanlı-Rus harbinde Artvin- Batum taraflarından göçle gelmişler. Baba tarafından dedelerim Osmaniye köyünü kurmuşlar. Anne dedelerim ise daha sonraları Baydın ( Sayfiye ) köyünü kuranlardır. Baydın köyünün adı Sayfiye olarak değişmiştir.
Benim çocukluğumda yol yoktu. Biz kamyondan bozma köy otobüsü ile Kozluören’e giderdik. Sonra patika yol vasıtası ile yarım saat, 45 dakika yürüyerek Sayfiye’ye ulaşabilirdik. Köyümüzde okul yoktu. Ben akran veya benden büyükler okulu Kozluören’de okudular. Kar yağmur, soğuk sıcak, yaz kış demeden Kozluören’e gidip geldiler.
Sanıyorum 1968 veya 69 yılı Haziran ayında Kurfal ( Şevketiye ) köyüne kadar varolan yol uzatılarak Baydın köyüne yol açılmış oldu.
Kurfal ın batısındaki Maşatalan ( Lütfiye ) köyü eşrafıda tıpkı Kurfal eşrafı gibi Bulgaristan’dan göç eden soydaşlarımızdır.
Kurfalın hemen yanında, üst rakımda olan Şadan ( Acıelma ) köyü de Bulgaristan’dan gelen pomak Türklerinin köyüdür. Bugün tamamen boşalmış Kestel ’e, İnegöl’e, Bursa’ya göçlerle terkedilmiş, yok olmuştur. Tamamen haritadan silinmiştir.
Bölgedeki en yüksek yaklaşık 1000 m. rakımlı Teşvikiye( Alaçam ) köyü bölgenin çekim merkezidir. Çam ormanları sayesinde temiz bir havası vardır. Su içti şelalesi görülmeye değer bir güzellik olarak korunmalıdır.
Uludağ kütlesinin en yüksek zirve noktası 2543 m ye ve krater göllerine ulaşım buradan sağlanır. Yedi tane olduğu bilinen gölcüklerden Aynalıgöl, Kilimligöl ve Buzlugöl de halen su vardır. Diğerleri kurumuştur. Çukurlukları mevcuttur, kaybolmamıştır.
Alaçam yaylaları kış sporları, kayak merkezi, kayak pistleri yapılması için çok uygun fiziki şartlara sahiptir. Bunu benim görüşüm değil. 1994-99 döneminde ANAP tan Büyükşehir belediye başkanımız Erdem Saker görev yaptı. Kendisi o dönemde Dünya kayak federasyonu yönetim kurulu üyesi idi. DSİ bölge müdürlüğü yaptığı için bölgeyi ve su havzalarını iyi tanıyordu. Aynı zamanda kayak sporu yapan, seven bir Bursa sevdalısı olarak bölgenin Dünya Kış sporları organizasyonlarına ev sahipliği yapabileceği vizyonuyla Masterplan çalışmasını yaptırdı. Masterplan çalışması Kanada’nın uzman bir firmasına yaptırılarak, bölge Truzim planlama bölgesi olarak nazım planlarına işlendi, kaydedildi.
Uludağ oteller bölgesinde sıkışmış olan kayak alanları büyütülecek ve Bursa’ya ilave bir bölge kazandırılabilecekti. Bu anlamlı vizyoner çalışma, benim de bildiğim bazı gerekçelerle halen gerçekleştirilemedi. Ak parti üst yönetimi yabancı yatırımcı taleplerine olumlu yaklaşmadı. Bursalı etkin siyasilerimiz bile (sahiplenmedi) sahiplenemedi. Göreceksiniz bu proje birgün muhakkak gerçekleşecek. Alaçam kış sporları merkezi dünyanın bildiği, tanıdığı bir bölge olacak.
Alaçam’ın biraz batısında ve kuzeyinde kalan komşu Hatila ( Orhaniye ) köyüdür. Dedem Eğitmen Ömer’in Öğretmenmenlik yaptığı, babamın doğduğu, Hatila ( Orhaniye ) benim için ayrı bir öneme sahiptir. Babamın şiddetli arzusu istikametinde olarak 2008 yılında vefat ettiğinde onu da Annesinin, Babaannemin yanına Hatila köyü mezarlığına defnettik.
Hatila’nın Deliçay ile ayrılan kuzey komşusu Söğütlü ( Burhaniye ) köyü Bursa ovasına hakim tepelerden Kestel’i izlemektedir. Kestel e kuş uçuşu en yakın köyümüzdür. Pek çok izinsiz imarsız yazlık yapılarca adeta sisteme, idareye problem çıkarmakta öncülük yapmaktadır.
Dimboz’dan, Ayazma’dan, Ayniye’den ve diğer köylerimizden de fırsat buldukça yazılarımda bahsedeceğim.
Gününüz keyifli bereketli olsun.
Sağlıcakla kalın. Mutlu olun.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
18 Eylül 2023 Yazarlar
16 Eylül 2023 Yazarlar
15 Eylül 2023 Yazarlar
02 Eylül 2023 Yazarlar