Son Dakika
Ülkemizde yaşanan gelişmeler yıllardır hız kesmez. Sürekli gündemi takip etmek insan ömrünü kısaltsa da mizah için zengin bir ortam mevcut. Merkez Bankaları ülkelerdeki fiyat istikrarını sağlamak ve bu kapsamda hükümetin ekonomi politikalarını desteklemek üzere ortaya çıkmış yapılardır. Aynı zamanda Merkez Bankaları siyasi iktidara bağımlı olurlarsa enflasyonun her zaman yükseldiği ve fiyat istikrarının bozulduğu bilimsel çalışmalarla ortaya konulmuş bir bilgidir.
Bilimsel bilgilerin dikkate alınması ve uygulanması, aksi halde zararın oluşacağı bu durumu eğitim hayatında gören insanlar tarafından kolaylıkla bilinen ve tartışılmayan konulardır. Bu yüzden “okumak” önemlidir. Önemli ve kritik işleri bu yüzden “okumuş” lar yapar. Bilimsel bilginin ne demek olduğunu bilmeyen biri doktor olamaz mesela. Doktorluk yapmaya kalkışınca da etrafta çokça gördüğümüz üzere ya insanları sakat bırakır ya da öldürür. Merkez Bankalarının bağımsız olması gerektiği, aksi halde ülke ekonomisinin zarar göreceği de bir bilimsel bilgidir. Bu bilginin aksine davranınca zarar oluşup oluşmayacağını bilmek için bu bilgi yeterli iken, ülkemizde illa denenmesi gerekiyor. Bu bilgiler ve bilim hiçbir şekilde ciddiye alınmadığından, sürekli kötüye gidiyoruz. Bu gidişle de ekonomi ya sakat kalacak ya da ölecek. Elbette bazı pırıl pırıl kafalar hemen konunun Merkez Bankası’nın bağımsız olmaması ile değil dış güçlerle ilgili olduğunu yazıp rahatlıyorlar. Örneğin profilinde hayat üniversitesi mezunu yazan biri, ekonomi profesörüne ders vermeye kalkabiliyor. Bunlar komik olduğu kadar trajik olaylar.
Ben yine de bir örnek vereyim;
Yapılan bazı ampirik çalışmalar da merkez bankası bağımsızlığı ve enflasyon arasında ters yönlü belirgin bir ilişki olduğunu gösteriyor (1992, Cukierman, Webb ve Neyaptı).- https://tr.euronews.com/2020/11/07/merkez-bankaları-neden-bağımsız-olmalı
Anılan çalışma kapsamlı biçimde siyasi müdahalelere maruz kalan Merkez Bankalarına sahip ülkelerde ekonominin kötüye gittiğini ve enflasyonunun yükseldiğini ortaya koymuştur. Çalışmayı yapanlar gâvur olduğundan dikkate alınmayabilir. Gerçi deneyip aynı sonucu elde ettiğimizde de dikkate alınmıyor. Sorun bir şekilde Merkez Bankası’nın bağımsız olmasında değil, başka bir yerde aranıyor, sonra buna inanılıyor.
Yapılan Anayasa değişikliğinin ve kontrol/frenleme mekanizması olmayan bir başkanlık sistemine geçilmesinin ne denli yanlış olduğu böyle örneklerle ortaya çıkıyor. Genel seçimler sonunda bir başka partiden bir başka kişi Cumhurbaşkanı olsa da sorunlar çözülmeyecek. Mevcut sistem çok fazla sorun üretme potansiyeline sahip. TBMM’nin onayladığı bir sözleşmeden Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile çıkılması hukuken imkânsızdır. Birinci sınıfı bitiren, Anayasa Hukuku dersini de geçmiş olan bir hukuk öğrencisi için çok basit bir bilgidir bu. Ancak mevcut sistemde bunu engelleyecek bir mekanizma yok. Bu yüzden parlamenter sisteme dönülmese bile dünyada örnekleri olan daha demokratik başkanlık sistemlerinin mekanizmalarına benzer anayasal mekanizmalar getirilmesi için anayasa değişiklikleri yapılması zorunluluk haline gelmiş durumda.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
18 Eylül 2023 Yazarlar
16 Eylül 2023 Yazarlar
15 Eylül 2023 Yazarlar
02 Eylül 2023 Yazarlar