logo

01 Ağustos 2023

Nereye doğru…


Mustafa Ülker
musstafaulker@kestelyore.com

    Kıymetli  Dostlar,

    Değerli Okuyucu.

    Artık sözün bittiği yerdeyiz sanıyorum. Yurdumdan, dostlarımdan, sevdalı olduğum Bursa’mızdan, çok güçlü duygu yüklü bağlarımın olduğu ilçemiz KESTEL’imizden çok uzaklardayım. Tam tamına otuz gün, bir ay olmuş. Dünyanın öbür yanında, Amerika dayım. Zaman farkı dolayısı ile sizler güne, günaydın diyerek söze başlarken, ben, biz buralardakiler günü bitiriyor ve dinlenmeye geçiyoruz. Amerika, amerikadakiler sizi arkanızdan takip ediyorlar.

    Fakat bir başka açıdan baktığımızda ise, maalesef bilimsellik veya gelişmişlik açısından biz de Amerikalıları, batıyı takip ediyoruz. Keza kültürel veya sosyalleşme yönüyle de sınıfta kalmışız. Tabii hemen buna itiraz edenler olacaktır. Fakat bizim tarihimize ait eski buluntu yerleşik kalıntılarda bulunmuş bir tiyatro, bir kütüphane veya antik kentlerimiz yok. Çünkü biz göçer hayat tarzını tercih etmişiz. Yerleşik düzeni tercih etmemişiz.

     Sosyalleşme de sınıfta kalırken, aile düzenimizi sadakatle, bağlılıkla güçlendirmişiz. Batı ise bireyselleşmeyi tercih ederken aileyi ihmal etmiş. Dolayısı ile menfaat öncelikli bir toplum olmuşlar.

    Daha yapacak çok işimiz, alınacak çok yolumuz var. Onlardan önde olduğumuz özelliklerimiz mi ?!!!

    Bu soruya cevabı, herkes kendisi versin derim. Eğer gönülden cevap bulabiliryorsanız, sizi tebrik ediyorum.   

     Yanlış anlamayın, batı dünyası bizim kültürümüzden, inanç dünyamızdan çok şeyler öğrenmiş, uyguluyor diyemiyorum. Ekonomik olarak varlıklılar. Üretiyorlar, üretimi teşvik ediyorlar. Bilimi kullanıyorlar. Çevreyi, doğayı koruyor ve önemsiyorlar. Hakka, hukuka, kurallara, insani ilişkilere uygun davranıyorlar. Velhasıl bizden daha rahat yaşıyorlar, gelecekten kaygı duymuyorlar. Planlı programlı yaşıyorlar.

     Trafikte kural ve kaideleri tam riayetle uyguluyorlar. İnsanı, canlıyı aşırı dikkatle korumaya uygun davranıyorlar. O yüzden de her evde en az iki üç araç olmasına rağmen hiç yoğun trafik olmuyor.

      Çok fazla yol yapılmış olmasına rağmen, asfalt kalitesi ve yol bakımından bizden daha iyi değiller.     

      Akaryakıt bize göre çok ucuz, yaklaşık 1 dolar civarında. Ancak asgari çalışma saat ücreti 12-15 dolar. Yani en basit yardımcı işçi/çalışan bir günlük yevmiyesi ile 100 litreden fazla akaryakıt alabiliyor veya bir başka kıyaslama ile 10 kg dan fazla et satın alabiliyor.

       Konut sahibi olmayı devlet finans kurumları aracılığı ile destekliyor. Mortgage “konut ipotek li uzun vade” sistemi ile her isteyen hem tasarruf ediyor, hem de arzu ettiği eve sahip olabiliyor. 30 yıla kadar vade ve %3-5 peşinatla, kiradan az bir geri ödeme ile ev alabilirsiniz.  Tek ve kesin şart devletle ve finans kurumları ile ilişkisiler düzenli, kayıtlı olması. Kayıt dışı olanların, devlete vergi ödemeyen, ikameti, işi düzenli olmayanların şansı yok. Kiracı olarak ev bile bulamazlar.

      Ülkemizdeki gibi serbest meslek sahibi olan, mesela tüccarlar,  müteahhitler, kuyumcular, avukatlar, doktorlar, danışmanlar, emlakçılar, aracılar gibi daha sayamadığım bir yığın iş güç sahibi olanların Amerika da konut edinmesi mümkün değildir sanıyorum.

     Yaşayan bir sistem, sorgulanabilir bir idare ve vergisini ödeyen vatandaş yan yana gelince her şey güzel olmuş. Her birey sorumluluk sahibi ve dikkatli.        

       Kimse hakkını yedirmiyor, kimsenin de hakkını yemiyor. Kurala, kaideye, nizama, sisteme kafa atan anında bedelini ödüyor. Kaçak ticaret, iş veya yapı yapanı komşusu idareye ihbar ediyor, korumuyor, kollamıyor. İdarede vatandaş adına gereğini yerine getiriyor.

        Amerika’yı meth etmedim. Sadece gördüklerimi, gözlemlerimi aktarmak istedim. Zülf-ü yâre dokunduğum kesin, üzerine alınan varsa kusura bakmasın.

    Siyasetin görevi nedir? Ülkemizde iş takipçiliği yaparak başkanlık, milletvekilliği, meclis üyeliği yapan dostlarımız var. Hepimizin tanıdığı bu şahsiyetler elde ettikleri imkanları millet için, geleceğimiz gençliğimiz için kullanıyorlar mı ? Yoksa her şey duygusal mı?

    -Efendim, efendim ne dediniz? Duyamadım?

    -Başparmak, işaret parmağı mı ?!!!

     Gününüz keyifli bereketli geçsin.

     Sağlıklı kalın. Mutlu, huzurlu olun.

Share
394 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

8+9 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • 10 Numara 5 yıldız yönetim!

    18 Eylül 2023 Yazarlar

         Babasının ani ve beklenmedik vefatı dolayısıyla, çok genç yaşta ticaretin göbeğinde kendisini bulan ve aldığı ticari terbiyeyle önce muhtarlığa 2 dönem soyunan ardından, Bursaspor yönetim kurulu üyeliğinde bulunan, hatta Bursaspor’a destek olabilmek adına bir tır bağışlayan, Bursaspor camiası içerisinde de ayrı bir yeri olan, MHP Kestel İlçe Başkanlığı yapan, ardından muhtarlık görevinden istifa ederek, siyasete MHP Kestel ve Büyükşehir Belediye meclis üyesi olarak devam eden, son yapılan yerel seçimlerde de, milletvek...
  • Sentez olmuş halkların vilayetidir Kerkük

    16 Eylül 2023 Yazarlar

         Sevgili okurlarım; Eğer çok boyutlu bir sorunla karşı karşıya iseniz o sorunu bütün boyutlarıyla ele alıp, kapsamlı bir çözüm bulmak zorundasınız. Eğer, çok boyutlu sorunun sadece bir parçasına odaklanarak bütününü çözmeye yeltenirseniz, kısır döngü içine düşersiniz, sorunu çözdüğünüzü zannederken kendinizde sorun olursunuz.      Bugün, yaşadığımız coğrafyada yaşayan toplumların maddi ve manevi sorunları iç içe geçmiştir, onun için bölge halklarının sorunları parça parça değil de, top yekün ele a...
  • CHP il kongresi

    15 Eylül 2023 Yazarlar

          Değerli Okuyucular,       Kadirşinas  Dostlar.       Kanaatimce bu hafta sonu, 17 Eylül 2023 Pazar günü, Atatürk kongre ve kültür merkezinde yapılacak olan CHP il kongresi Bursa’mız siyaseti ve hatta ilçemiz Kestel siyasetinin bence belirleyen bir aktivitesi olacaktır diye düşünüyorum. Kaybedilmiş Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin, demoralize olmuş millet ittifakının taraflarının yine yeniden ilimizde seçmelerin umutlarının yenilenmesi olacaktır.  &...
  • 101 YIL ÖNCE

    02 Eylül 2023 Yazarlar

         Evet… Tam 101 yıl önce Ordunun durumu iyi değil, askerin çoğunda ayakkabı yok yalın ayak, geceler soğuk, kaput, iç çamaşırı yok, yeterli suyu yok, süngüsü yok, süvarilerin kılıcı yok.      Köyde, kentte çocuklarını cepheye göndermiş anne, babaların unu, şekeri, Tuz’u, bezi yok, kaynamış mısırla, kavrulmuş buğdayla karınlarını doyurduğu günler, İstanbul’da bile açlıktan can vermiş bir sürü insan cesedi var çöplüklerde.      Birinci dünya savaşı galipleri Osmanlı’ya Sevr anla...