Biraz gözünü açman kafi

Sevgili okurlarım; Yaşadığımız topraklarda vahşet  kol geziyorken, her taraf  kan gölüne dönmüşken, “Belediye seçimlerini kim kazanır, kim ne kadar ücret almalı” ve benzeri şeyleri konuşmanın benim açımdan hiç bir değeri yoktur.

Bütün Komşu ve kardeş toplumlar birbirini tarihten silmek için her türlü barbarlığı yapmakta tereddüt etmiyorlar.

Yaşadığımız coğrafya, alev alev…

Hiç kimse ateşi söndürmek için bir seçenek sunmuyor, herkes yangına benzin döküyor.

Hiç düşünmüyor musunuz  bu ateşi söndürmek için bir çözüm bulmazsak, sonunda bizi de  yakacak ve büyük acılar çekeceğiz.

Bu olağanüstü süreçte, Türk toplumuna bir çift sözüm var.

Ey Türk milleti, sen yaşadığın coğrafyalarda tarih boyu daima sorumluluk almış bir milletsin. Bunun en bariz örneği yakın tarihte 20.ci yüz yılın ilk çeyreğinde kuvayi milliyeci devrimcilerin öncülüğünde, Ulusal bağımsızlık devrimini yaparak  dünyanın mazlum milletler yararına şekillenmesinin başında yer aldın ve dünya mazlumlarının  gönlünde taht kurdun. Bu gün  yaşadığın coğrafyada Komşun ve kardeşin halklar  birbirini yok eden birer vahşi canavara dönmüş, sen gaflet ve delalet içinde bekliyorsun, artık idrak etmelisin, son tahlilde senin sonunda onların ki gibi olacak.

Biliyorum, 12 Eylül askeri faşist darbesinden sonra  senin DNA’nla çok oynadılar, kimyan bozuldu, büyük oranda kendi hakikatine yabancılaştın, ama özüne döneceğine inancım vardır, biraz gözünü açman kafi.

Yapacağın şey çok basit. Bu topraklarda yaşanan olaylara anlık gelişmelere göre değil,  bütün tarihi süreci irdeleyerek  çözüm seçeneği oluşturmalısın.

Yani bu günkü tarihi olayları doğru okuman için, büyük  fotoğrafa bakman lazım.

Sevgili milletim, bu coğrafyadaki  insanlık dramının son bulup, komşuluk ve kardeşlik hukuku içinde adalet ve barışın tahsisi için, seni sorumluluk almaya davet ediyorum.