Son Dakika
Sevgili okurlarım;
Türkiye de dahil, orta doğu bölgesi değişime gebe. Şu anda Doğum sancısı çekiyor, yani değişim bir hakikat olarak kapımıza dayanmış bulunuyor.
Söz konusu olan değişim kanlımı olacak, kansız mı olacak işin püf noktası budur.
Son günlerde sayın cumhurbaşkanının, sayın Özgür Özel’in, Devlet Bahçeli’nin ve sayın Sırrı Süreyya Önder’in beyanlarıyla yarattığı olumlu hava Türkiye de kimsenin canı yanmadan, değişimi başaracağımız yönünde. Bende, pozitif düşünceler oluşmasına vesile oldu.
Tam olarak emin değilim, belki de böyle olmasını arzu ettiğim için bu kadar umutlandım.
Biliyorum, tarihin bizi mecbur ettiği yeni bir aşamaya geçiş yapmak kolay olmayacak, yıllar içinde oluşan statüko ve bu statükonun beynimizde oluşturduğu alışkanlıkları bırakıp, yeni sürece uyum sağlamak ve sindirmek bize çok zor gelecek, ama sağ duyulu davranarak, iyice düşünüp, aklımızı kullanırsak, yaşamın gerçekliğiyle yaşamın gerçekliğiyle yüzleşerek bütün zorlukların üstesinden gelebiliriz.
Bu anlamda, ben kendi adıma lafı eğip bükmeden, konuyu saptırıp sulandırmadan ilk elden yapılması gerekenleri, Türkiye’deki kurum ve kuruluşlarda sorumluluk sahibi olan yetkililere sunuyorum.
1- Parti liderleri ve kadroları siyasi mücadelede düzeysiz, kışkırtıcı, bölücü, ayrıştırıcı ve ötekileştirici nefret söylemlerini terk etmeliler. Birleştirici, kaynaştırıcı ve seviyeli bir üslup ve dil kullanmalılar, asıl amaçları koltuk kavgası ve oy kaygısı değil, Türkiye ve bölge halklarının çıkarları ve geleceği olmalı, bu uğurda gerekirse siyasi olarak en ağır bedelleri hiç tereddüt etmeden ödemeliler.
2- İvedi olarak, PKK ile silahlı çatışma sonlandırılmalı, bunu başarmak için silahlı mücadele hariç, eldeki bütün olanaklar devreye sokulmalı bu bağlamda Abdullah Öcalan, üzerindeki tecrit kaldırılmalı, örgütün silah bırakmasına müdahil olacak bir şekilde aktif olmasını sağlayacak bir hareket alanı yaratılmalı.
3- SDG’yi terör örgütü listesinden çıkarılıp işbirliği yapılmalı. Çünkü bunu yaparsak SDG’yi ABD ve Rusya’ya mecbur olmaktan kurtarıp, kendi tarafımıza çekeriz ve gücümüze güç katmış oluruz.
4- Suriye – Arap cumhuriyeti devletinin hassasiyetlerini ciddiye alarak, hemen diyalog kurulmalı, dostluk ve kardeşlik hukukunu baz alarak, sorunlarını çözme ve acılarına son verme konusunda kendilerine her türlü güvence ve destek verilmeli.
5- Acil olarak yeni bir anayasa yapılmalı, zira mevcut anayasa işlevsizleşmiş, iş görmez durumda bu saatten sonra bu anayasayla Türkiye’yi yönetmenin olanağı kalmamıştır, yönetilmiyor da .
Eğer, Türkiye halkı için adalet, eşitlik, barış talep etme konusunda samimi isek, o zaman yeni anayasa elzemdir. Zira, şu anda yürürlükte olan anayasa ile toplumun taleplerini karşılamanın olanağı hiç yok, bazı siyasi ve başka aktörlerin yeni anayasa yapılmasına karşı çıkma konusunda öne sürdükleri gerekçelerin haklı olduğunu varsayarsak, o zaman Türkiye de mevcut anayasadan kurtulma şansımız asla olmayacak demektir. Çünkü, bu anayasa var oldukça bu gün önümüzde olan her daim olacaklar. Bu noktada yapacağımız en doğru iş içinde bulunduğumuz süreci sağlıklı bir şekilde irdeleyerek, zamanın ruhuna uygun, ülkede yaşayan bütün bireylerin hak ve özgürlüklerini güvence altına alan yeni bir anayasa yapmaktır.
Bunun dışındaki bütün yollar, çıkmaz sokaktır. Boşuna enerji tükenmekten başka bir işe yaramayacaktır.