İklimsel şartlar

Değerli Okuyucular,

Kadirşinas  Dostlar.

İki aylık Amerika seyahatimden döndüm. Ancak burada hemen bunaltıcı  havayı hissettiren bir sıcaklıkla karşılaştım. Doğrusu termometre derecesi olarak, Amerika da bulunduğum Newjersey eyaleti daha yüksekti. Fakat, bunaltıcı değildi. Belki yeşillik ve orman yoğunlukları kıyaslandığında Amerika açık ara öndedir. Her yer ağaçlık parklarla ve ormanlık alanlarla bezenmiş, insana rahatlık ve huzur veren bir yeşil hakimiyetine sahip. Ayrıca her taraf akarsu, göl, göletlerle doluydu.

Benim, bütün bu tabloyu kıskandığımı, özendiğimi bilmenizi isterim. Burada hangi sebeple olursa olsun derelerimiz kurumuş, doğal olarak göl ve göletlerimiz yok olmuş.yeraltı sularımız emilerek endüstriyel amaçlarlara kurban edilmiş, elhasıl toprağımızın nemi yok edilmiştir.

Çocukluk yıllarımdan çok iyi hatırlarım Bursa merkezden Kestel’e doğru yola revan olduğumuzda, Duaçınarı mevkiinden itibaren şeftali kokusuna gark olurdunuz. Daha da ilerlediğiniz, Cumalıkızık yolunu geçip Kestel’e yaklaştığınızda ise, çilek kokusu sizi sarmalar, mest olurdunuz. Hiç unutmam, hala hatıramda tazedir.  Mevsiminde her akşam geç vakitlerde,  7-8 kamyon çilek yüklenmiş olarak Başkent’e çilek  taşırdı.

Şimdilerde artık kış veya bahar vakti az da olsa yağan yağmur suyunu seyrediyoruz. Maalesef kullanamıyoruz, depolayamıyoruz.

Birde basında okumuştum. Son yüz yılın en kurak mevsimini yaşamışız. Yağmur yağışı en düşük haziran ayı yaşanmış. Bilinçli kullanılmayan suyumuzda ilave olunca geleceğimiz ile ilgili endişe daha da artmıştır. Gerçi aniden başlayan sağmak yağışlar vesilesiyle barajlarımızda dolu. Yetkililer kısa vadede bir olumsuzluk görmüyorlar.

Kontrol edilemeyen, planlanamayan yerleşimlerimiz, Anadolu’dan gelen içgöç ve dış göçmen sığınmacılarla büyüyen şehrimiz, kalabalıklaşan ilçemiz ağır baskı altında kalmıştır.  Uludağ’ımızın mümbit doğal  içme suyunun dünyaya pazarlanmasını düşünün. Buna birde sanayide su ve ısı  kullanımını eklerseniz. İnsan eliyle yapılan tahribatı hayal edersiniz. İklimsel değişimi anlarsınız. Bizzat kendinizin de suçlu olduğunuzu kabullenirsiniz. Vurdum duymazlığınızı suçlarsınız sanıyorum.

İklimsel değişimin yüreklerimizi yakan bir diğer yönü, yanı da orman yangınlarıdır. Maalesef küçük ihmallerle başlayan Orman yangınları ülkemizin doğal dokusunu tahrip etmekte, milli servete zarar vermektedir. Çünkü hava sıcaktır, toprak kurudur, yanıcı emtia bolcana mevcuttur. Keyif için yakılan ateşin kıvılcımı, kolayca fırlatılan sigara veya cam şişe kırıkları yangın tetikleyicisi olarak hazırdır.

Sıcak yaz günlerinde iklimsel değişimi orman ve piknik alanlarında, su kıyılarında, yeşil doğal dokuda azaltmak, ferahlamak istersiniz. En doğal,en tabii hakkınızdır. O zaman Korumak kollamak dikkatli olmak zorundayız/zorundasınız.

Ormanlarımız milli servetimiz olarak zenginliğimizdir. Ayrıca bazı sektörlerde endüstriyel üretimin hammaddesidir. İstihdamda rolü ihmal edilemez boyutu vardır. Sağlıktır, ferahlıktır, huzurdur, güzelliktir.  Velhasıl hepimiz için ayrı bir anlamı vardır. Daha tedbirli olmak gerekiyor. Uymayanları ikaz etmek, takip etmek zorundayız. Uygunsuz hallerde ilgili yetkili olanları bilgilendirmek gerekir. İnsan ve vatandaş olarak milli bir görevimizdir.

Yukarıda grafikte görüldüğü gibi beş yılda ülkemizde tam tamına 16 bin 3 adet yangında 62 bin 315 hektarlık orman alanı zarar görmüştür. Yaz mevsiminin tam ortasındayız. Ormanla giriş yasağı Ekim ayı sonuna kadar sürecektir. Siz siz olun yangın oluşturacak her türlü aktiviteden uzak durun. Ormanlarımız zarar görmesin.

Son 10 yıl içerisinde ilimiz Bursa Orman Bölge Müdürlüğü sahasında 774 adet yangında, 2 bin 398 hektarlık alan zarar gördü. “2023 yılında ise 76 adet yangın meydana gelmiştir. Bu yangınlarda da 395 hektarlık alan zarar görmüştür.

İklimsel değişimin en belirgin göstergesi ısınan hava sıcaklığı, sebep olduğu kuraklık ve orman yangınları geleceğimizi tehdit etmektedir. İnsanlık için , kendi geleceğimiz için bilinçlenmeli ve daha tedbirli olmalıyız.

Gününüz keyifli verimli geçsin.

Sağlıcakla kalın  huzurlu olun.