KAYBETME KORKUSU

Osman Fahri Ünal

osmanfahri@kestelyore.com

     Demokrasiye, laikliğe, insan haklarına inancı olmayanlar, saygı duymayanlar kaybetmeyi hazmedemezler.

     Son günlerde duyduklarımız, yaşadıklarımıza baktığımızda hayretler içinde kalıyoruz bunları yazdığımda, seçime daha 7 gün var bekleyin bakalım, daha neler olacak göreceğiz.  Cumhur ittifakı üyeleri artık fıtrat, kader, sabır gibi lafları bıraktılar, farklı şeyler söylemeye başladılar. Yine din sömürücülüğü başladı. Adalet bakanı fetonun prensi Bekir Bozdağ, “temiz alnı secdeye değenlerle şampanya içenler” diye ayrımcı, bölücü bir laf etti ne kadar alnı temiz bakmak lazım.

     Yine başbakanlık yapmış Binali Yıldırım, denen şahıs “bu seçim işgalcilerle, istiklal savaşı vermişler arasında bir seçim olacaktır” dedi. Bu bölmek, resmen ülkeyi parçalamak demek, yani muhalefet işgalci öylemi? Yunan, İngiliz, Fransız, İtalyan’la bir tutuyor insanımızı, adama sorarlar; “sen kimsin be adam” yasalara göre suç işliyorlar halkı isyana teşvik. Vahit Kirişçi, isminde bir bakan var, bakanlığın kapısında güvenlikçi bile olamaz oda, “bu seçim millilerle, ülkeyi parçalamak isteyenlerin mücadelesidir” diyor utanmadan, gelelim esas bombaya bu gün kitabı geldi Barışların S.S. ilk on sayfasında şaşkına döndüm, kim mi tabi ki Süleyman Soylu, “14 Mayıs seçimleri batının siyasi darbe girişimidir” dedi. Birde anlayamadım da kadın kadınla, erkek erkekle evlenecekmiş gibi abuk subuk laflar etti, resmen aklını yemiş bence, bunların dışında Atatürk’ün kurduğu diyaneti kapatacaklarmış, savunma sanayi kapatılacakmış gibi, inanılması garip sözler bunlar, inanın bu sözleri her hangi biri söylese, sabaha karşı evinin kapısı kırılır ve tutuklanırdı.

     Son kirli ve çirkin oyunları ise, 81 ilde panolara CHP logolu PKK afişleri asacaklarmış. Bu millet, bu saatten sonra bunları yer mi, utanın. Erdoğan’ın bu teröristlerle onlarca yan yana resmi var. Kılıçdaroğlu, Akşener veya diğer Millet ittifakı liderlerinden bir tanesinin bu teröristlerle resmini gören var mı, yok olamazda, Habur da bu teröristleri siz karşılamadınız mı, silahları ve paçavraları ile ülkeye soktunuz, askeri birliklerimizden istemiyorlar diye Türk bayrağını siz indirmediniz mi, Öcalan’a mektup yazdırıp, Diyarbakır meydanında Türkçe ve kürtçe olarak okutmadınız mı, hendeklerin kazılmasına ses çıkarmadınız seyrettiniz, Oslo’da, Dolma Bahçede oturup, bu teröristlerle pazarlık yapmadınız mı, Osman Öcalan denen katili TRT‘ye çıkartmadınız mı, şimdi Millet ittifakı bunlarla beraber hareket ediyormuş öyle mi.? Çok tehlikelisiniz, siz asla Müslüman olmadığınız gibi, insanda değilsiniz. Bunu tüm vatandaşlar çok iyi gördü, İstanbul seçimlerinde neler yaptığınızı herkes gördü bu seçimlerde de ayni tokadı yiyeceksiz.

     Sevgili dostlar bu söylenenler tabi ki, kaybetme korkusu hatta şunu çok iyi gördüler neyi mi kaybettiklerini, Erdoğan’ın rahatsızlığı bile gelen anketlerin sonuçlarıdır bana göre.

     ERDOĞAN  NEDEN KAYBETTİ

     F. Sibel Yüksek, isminde bir gazeteci oldukça ağır yazmış, nasıl almadılar hayret, ben onların üçte birini yazsam kesinlikle içeri alınmıştım, yargılanmaktan bıktık hakaret etmediğimiz halde, o yazısından bazı bölümleri paylaşacağım izninizle.

     Resimlerinde geldiği yeri hazmedemeyen bir bakış var, saygı görmüyorsun, sende bir şeyler eksik, bunu gördükçe kontrolden çıkıyorsun, çevrende en uyanıklar ile kullanım tarihinin bitmesini bekleyenler kaldı.

     Hak, hakkaniyet, adalet, merhamet gibi kavramlar kapından bile geçmemiş, hep aynı yerden servis edilen 3 ad. Gençlik, çocukluk ve askerlik resminden başka görüntün yok, ilk okul öğretmenin kimdi, hangi sıralarda kiminle oturdun, kimsenin seninle ilgili bir anısı bile yok.

     Aileleri açlığa mahkûm ettin, her kesimden milyonlarca insan açlık sınırının altında yaşıyor sayende, emekliler pazardan sebze meyve artıkları toplayarak yaşamını sürdürmeye çalışıyor, özel yapım som altın kol saatin ve en pahalı elbiselerinle karşımıza geçip kin kusuyorsun, kime bu kinin.

     Hiç “hesap günü var mı” diye endişelendiğin oldu mu, böyle kindar duygulara sahip bir kişiliğin hesap günü ile de işi olmaz, ama o hesap günü var sakın unutma, yaradanın bile gözüne batıyorsun, bu saldırganlığın ve doymazlığın, azmışlığın nedeniyle.

     Elde ettiklerinle şükretmeyi birazda başkalarını düşünmeyi beceremedin ve başaramadın, böyle bir kapasiten yok çünkü.

     Bu kibirin senin sonunu getirdi.

     2011’DE  HEDEF 2023 İDİ – NE DEDİ,  NE  OLDU

     “Enflasyon tek hane olacak” dedi, % 80’lerin üzerine çıktı.

    “ Cari açık kapanacak” dedi. 56 milyar dolara çıktı.

    “Kişi başı gelir 25 bin dolar olacak” dedi. 9 bin dolara düştü.

    “İhracat 500 milyar dolar olacak” dedi. 254 milyar dolarda kaldı.

     İthalat ise resmen uçtu.

    “İşsizlik % 5’in altına düşecek” dedi. %12’lere çıktı.

    “Dolar 10 TL.yi geçmeyecek” dedi. şu an 20 TL.’nin üzerine çıktı.

    Kiralar, ev ve otomobil fiyatları % 500 – 600 arttı, gıdaya hiç girmek istemiyorum. Kıyma 350 TL., Patates – Soğan zaten görüyorsunuz.

     Bana Togg’u anlatma, ülkemizde o araca namusuyla çalışıp sahip olabilecek insan yok, bu şartlarda. Sende bunu çok iyi görüyorsun. Demirel’in güzel bir sözü var, “Seçimi mutfaktaki yangın kaybettirir” öylede olacak.

     Ortam gerginleşti, Erzurum’da yapılan provokasyonları gördük o bölgede 20 ay askerlik yaptım insanını iyi tanırım muhafazakârdır ama misafir Per verdir, yüreklidir böyle işlere de bulaşmaz bu yaşananları Erzurumlulara mal edemeyiz orada daha önceden planlanmış 15-18 yaş grubunda çocuklarımıza bu saldırıyı yaptıranlar bunun hesabını kesinlikle verecektir en başta iç işl. Bakanı Soylu bu yaşananların tek sorumlusudur, vali, emniyet müdürü ve bld. başkanı  yukardan emir aldık deyip bu işten sıyrılamaz çünkü hiçbir önlem almamışlar ve olaylara müdahale etmediler.

Olayların yaşanmadığı Demokratik ortamda geçireceğimiz bir seçim diliyorum, öylede olmalı, halkın oyuyla gelenler yine halkın oylarıyla gideceklerdir.

Kalın Sağlıcakla