logo

06 Ekim 2025

ATATÜRK VE ANITKABİR


İbrahim Sanalp
ibrahim@kestelyore.com

Yazarı: Ali Güler…
Anıt mezarlar, bütün ülkelerin devlet adamları, liderleri için, onların hatıralarını yaşatmak için yaptıkları önemli eserlerdir.
Atatürk, “Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” demiştir.
Atatürk, 10 Kasım 1938 günü saat 9.05’de öldü. Atatürk’ün yüzünün ve ellerinin mulajları-maskları- alındı. İslami usullere göre yıkanarak kefenlendi. 11 Kasım 1938 günü, Atatürk’ün naşı “tehnit” edildi. Kurşun tabuta kondu. Kurşun tabut da gül ağacından yapılan bir taşıma tabutuna kondu.
19 Kasım 1938 günü, sabah 08.30’dan önce, Dolmabahçe Sarayı’nın Muayede Salonu’nda Atatürk’ün cenaze namazı kılındı.
Top arabasına konan Atatürk’ün naşı, Sarayburnu’na getirildi. Burada Zafer Torpidosu’na konuldu. Açıkta bekleyen Yavuz Zırhlısı’na götürüldü. Yavuz Zırhlısı ile İzmit’e götürüldü. İzmit’te Atatürk’ün yurt gezilerinde kullandığı özel vagona konularak trenle Ankara’ya götürüldü. 20 Kasım 1938 günü saat 10.00’da Ankara Garı’nda törenle karşılandı. Meclis’in önündeki katafalka konuldu. Halkın ziyaretine açıldı. 21 Kasım 1938 günü, Atatürk’ün naaş’ı törenle geçici kabir olarak Etnografya Müzesi’ne götürüldü. Burada geçici bir kabre konuldu. Bu geçici kabir bir nevi Anıtkabir işlevi gördü. Özel anma günlerinde burada, çelekler konuldu, hatıra defteri yazılıp imzalandı.
Atatürk, kendisi ve ailesi için bir mezar yaptırmadı. Gömüleceği yer hakkında da vasiyette bulunmadı.
Atatürk, Hasan Rıza Soyak’a “Dağdan iki büyük ve uzun taş getirtirsin, birini olduğu gibi temel üzerine tespit ettirir, diğerini baş tarafa diktirirsin ve bunun bir yerini biraz düzelterek: Atatürk’ün Anası Zübeyde Burada Gömülüdür, diye yazdırırsın. Altına da ölüm tarihini koydurursun, yeter” dedi. Bugün mezar bir kayadan ibaret gözükür.
Atatürk, “sembolik manası olan bütün vatan parçalarından gelen toprakta yatmak” istemiştir.
Rasattepe, gezilip görüldü. Anıtmezarın buraya yapılması kararlaştırıldı. Rasattepe Ankara’nın merkezinde bulunur. Burada meteoroloji istasyonu vardı. Bu yüzden bu isim verilmişti. Burada bulunan Tümülüslerden dolayı, halk buraya “Beştepeler” de diyordu. Tümülüslerde kazılar yapıldı. Tümülüs, toprağın içine yapılmış oda biçimindeki mezardır. Bu Tümülüslerden çıkarılan antik eserler, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne konuldu.
Anıtkabir projesini, Emin Onat-Orhan Arda beraber hazırladılar. Projenin uygulamasına 18 Kasım 1943 tarihinde karar verildi. Anıtkabir’in inşaatına 9 Ekim 1944 günü saat 10.00’da bir temel atma töreni ile başlandı. Anıtkabir inşaatının dört aşamada tamamlanması planlandı. 1 Eylül 1953’te bitirildi.
Anıtkabir inşaatında kullanılan malzeme, yurdun çeşitli yerlerinden getirildi. Travertenler beyaz ve kırmızı, sarı renktedir. Beyaz olanlar heykel gruplarında kullanıldı. Kırmızı olanlar zemin döşemelerinde kullanıldı. Sarı travertenler duvarlara yapılan kabartmalarda kullanıldı. Haymana’dan getirilen beyaz travertenler ile merdivenler ve açık alanlar döşendi. Kayseri’den getirilen bej travertenler ise Mozole’de kiriş taşı olarak kullanıldı.
Çanakkale’den krem rengi, Hatay’dan kırmızı renkli, Adana’dan siyah renkte mermerler getirildi. Zemin döşemesi yapıldı. Afyon’dan kaplan postu mermer, Bilecik’ten yeşil renkte mermer ile iç yan duvarlar kaplandı. Adana’nın Osmaniye İlçesi’nden iki adet yekpare taş getirildi. Lahit inşa edildi.
Çubuk demirler, Karabük Demir-Çelik Fabrikası’ndan, çimento, Sivas Çimento Fabrikası’ndan getirildi. Dördüncü kısım inşaatta ithal malı çimento kullanıldı. Çatı kaplamalarında ithal malı kurşun levha kullanıldı. Bronzdan aplik meşaleler Ankara Erkek Teknik Öğretmen Okulu atölyelerinde yapıldı. Bronz kapı ve parmaklıklar İtalya’da Milano’da yapıldı.
Anıtkabir’in çeşitli yerlerine yazılacak yazıları seçmek için birinci komisyon kuruldu. İkinci komisyon da heykel ve kabartma konularını ve kulelere verilecek isimleri belirlemek için kuruldu.
Anıtkabir heykel ve kabartma yarışması, yerli sanatçıların katılımı ile yapıldı.
Duvarlara yazılacak yazıların, Atatürk’ün sözlerinden seçilmesi kararlaştırıldı.
Anıtkabir’in birçok yerinde mozaik süslemeler vardır. Anıtkabir’in çeşitli yerlerindeki tavanlarda fresk tekniği ile süslemeler yapıldı.
1940-1950 yılları arası, Türk Mimarlığı’nda, “İkinci Ulusal Mimarlık Dönemi” olarak anılır. Simetriye önem veren, taş malzemeyi yeğleyen büyük boyutlu binalar yapıldı. İklim, geleneksel mimarlık, yerli malzeme ve işçilik dikkate alındı.
Emin Onat, “Medenileşmekle millileşmek aynı şeydir. Dünya medeniyetinin rasyonel çizgisine dayanan klasik bir ruh içinde Anıtkabir kurmak istedik” diyor.
Anıtkabir yapımında taş kullanıldı. Anadolu Medeniyetleri”nden kaynaklanan bir anıtmezar düşünüldü. Aslanlı Yol ve Mozole, diğer anıtmezarlardan farklı konumlandırıldı. Aslanlı Yol’daki aslan heykelleri, 24 Oğuz Boyu’nu temsil eder. Mezar odası, sekizgen planlı olarak yapıldı. Süslemelerde gül rozetleri ve çarkıfelekler bulunur. Bunlar Selçuklu ve Osmanlı mimarisinden alındı.
Anıtkabir, yaklaşık 750 bin metrekarelik bir alanı kaplar. Barış Parkı ve Anıtmezar olarak iki ana kısma ayrılır.
Çeşitli ülkelerden getirilen fidanlarla “Uluslararası Barış Parkı” kuruldu.
Anıtkabir’de on adet kule vardır. Her kulenin ismi farklıdır.
Tören Meydanı’nda dört metresi kaidenin altında, 29,5 metresi kaidenin üstünde bayrak direği vardır. Amerika’da yaşayan bir Türk hediye etti. Bayrak direğinin kaidesinde, süsleme için semboller “meşale, kılıç, miğfer, meşe dalı, zeytin dalı” olarak seçildi.
Mozole, iki katlı ve dikdörtgen planlı bir yapıdır. Birinci katında köşeli sütunlar vardır. İkinci katında 14 metre yükseklikte sütunlar yükselir. Sütunların üstü düz çatıdır.
Atatürk’ün naşı, Mozole’nin alt katında bulunan Mezar Odası’nda doğrudan doğruya kazılmış mezarda yatar. Tamamen İslami usullere göre toprağa defnedildi.
Sakarya Meydan Muharebesi, Başkomutanlık Meydan Muharebesi kabartma motiflerle Anıtkabir duvarlarına işlendi.
Müzenin birinci bölümünde, Atatürk’ün özel eşyaları sergileniyor. İkinci bölümde, yağlı boya tablolarla Çanakkale Savaşı ve Kurtuluş Savaşı canlandırılıyor. Üçüncü bölümde ise ayrı-ayrı galerilerde Milli Mücadele ve Devrimler anlatılıyor. Üçüncü bölüme ek olarak “Atatürk Özel Kitaplığı” kuruldu.

Share
183 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

7+6 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • ATATÜRK VE ANITKABİR

    06 Ekim 2025 Yazarlar

    Yazarı: Ali Güler… Anıt mezarlar, bütün ülkelerin devlet adamları, liderleri için, onların hatıralarını yaşatmak için yaptıkları önemli eserlerdir. Atatürk, “Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” demiştir. Atatürk, 10 Kasım 1938 günü saat 9.05’de öldü. Atatürk’ün yüzünün ve ellerinin mulajları-maskları- alındı. İslami usullere göre yıkanarak kefenlendi. 11 Kasım 1938 günü, Atatürk’ün naşı “tehnit” edildi. Kurşun tabuta kondu. Kurşun tabut da gül ağacından yapılan bir taşı...
  • TARİHİMİZ VE KAHRAMAN KADINLARIMIZ

    29 Eylül 2025 Yazarlar

    Anadolu tarihi incelendiğinde, kadınların yalnızca aile yaşamında değil, toplumun kaderini belirleyen kritik anlarda da ön saflarda yer aldığı görülür. Bu kahramanlık örnekleri yalnızca sözlü kültürle değil, resmi belgeler ve tarihsel kayıtlarla da günümüze ulaşmıştır. 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi sırasında Erzurum’da yaşanan Aziziye Tabyası müdafaası, kadınların ilk kez kitlesel bir şekilde cephede yer aldığını göstermektedir. Dönemin Erzurum Şer’iye Sicilleri ve askerî raporlarında, halkın kadın-erkek ayırt etmeksizin silahlandığı, düşm...
  • Gördüğünüz Tablo

    29 Eylül 2025 Yazarlar

    Değerli Okuyucular, Kadirşinas Dostlar. Ülkemizde maalesef çokça bir şeyler oluyor. Her birimiz bir şekilde olanlardan haberdar oluyoruz. Üzülüyoruz, şaşırıyoruz, merak ediyoruz, fakat kabullenmekte inanmakta zorlanıyoruz. Çünkü olanlara farklı açılardan bakıyoruz, farklı kaynaklardan bilgileniyoruz. Kimse kusura bakmasın taraftar olarak değerlendiriyor yorumluyoruz. Haklıyı, doğruyu, bizim olmayanı kabul etmiyoruz. Aksine menfaatperest değerlendiriyor, ilkesel değil kişisel davranıyoruz. Haktan yana olup, adaleti g...
  • Çare Her zaman Kendiniz siniz!

    28 Eylül 2025 Yazarlar

    Sorgulamayan bir toplum, karnını doyurmakla midesini doldurmak arasında ki farkı sorgulamıyorsa, Ülke varlıkları yerli yabancı birilerine peşkeş çekilmesinin bu gününe, geleceğine konulan ipotek olduğunun, yolsuzlukların ya farkında değil veya umursamıyorsa, yasakların yandaşlar için değil doğruyu söyleyenlere, aydınlık bir geleceğin savunucularına, uyarı görevini yapanlara uygulandığı bir dönemden geçerken halkın %35-40'ının bütün bu olaylar karşısında kararsızlığının literatürde karşılığını bulmak gerçekten zor.Toplumun temel değerlerini...