logo

26 Eylül 2025

NEDEN İHALESİZ VERİLDİ


Osman Fahri Ünal
osmanfahri@kestelyore.com

Yaşananları okuyorsunuz yok canım bu kadarda olmaz diyorsunuz, hatta OHA bile diyebilirsiniz, yıl 2005, Türk Telekom’un işletme hakkı % 55 hissesi için 6.5 milyar dolara ve 21 yıllığına verilmişti.
Bu gün ayni imtiyaz 20 yıl sonra ve tam 25 yıllığına sadece 2.5 milyar dolara verilerek sözleşme uzatıldı, hem de ihalesiz, rekabetsiz, kapalı kapılar ardında, bir başka güncel hesaplamayla 6’da 1’ine verildi, acayip bir durum bu.
2005’de bu özelleştirmeyi alan Oger Grubu Telekom’un hisselerini rehin gösterip Türk bankalarından aldığı 4.75 milyar dolarlık krediyi ödemedi, milyarlarca dolar karı cebe indirdi ve kayboldu. O devasa borç bizim bankaların tabi ki en sonunda milletin sırtına yüklendi. Elin Lübnan’lısı, Oger batınca borcu ödemedi, bankalarda hisselere el koydu sonuçta Türkiye Varlık Fonu devreye girip şirketi geri aldı.
Asıl mesele açık ve rekabetçi bir ihale yapılsaydı cebimize girecek para 2.5 milyar dolar değil de 7 – 10 – 12 milyar dolar olabilirdi.
Bu olay, kötü bir yönetim koca bir ülkeyi nasıl fakirleştirir sorusunun ders kitaplarına girecek nitelikteki en net cevabı.
Sevgili Murat Muratoğlu kaleme almış ondan alıntılar yaptık, kendisine sevgi ve saygıyla.
Y H T – AVRASYA TÜNELİ – ŞEHİR HASTANELERİ
O kadar çok kara delik var ki hangisini yazalım, ihale yasası AKP döneminde kaç defa değiştirildi inanın ben unuttum, bu değişiklikler neticesinde ülkemizdeki bütün ihaleleri sarayın müteahhitleri olan Cengiz, Limak, Kolin adlı yandaş şirketler rakipsiz ve ihalesiz alıyorlar, bunlardan biride Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı.
46 milyon yolcu garantisi vermişler ama ancak üçte biri olan 16 milyon’da kalmış bu sayı, hata oranı kaç mı % 65 yani üçte biri insaf bu ihaleyi benim torun yapsa (11 yaşında) bu hatayı asla yapmaz, maliyeti 235 milyar dolar, 8 yılda tutmayan yolcu garantisi nedeniyle sadece zarar ödemesi 81 milyon dolar, nereden mi ödeniyor tabi ki hazineden senin benim ödediğim vergilerden.
Bununla kalmıyor kazançları, YHT içindeki AVM, ticari alanlar, otoparklar, otel ve ofisler, bu şirketler buraları anlaşma gereği bunların da işletmecisi ve daha 20 yıl daha işletecekler, hayırlı işler.
Gelelim bir diğer kara deliğe Avrasya tüneline burada da verilen 7 yıllık araç garantisi de tutmadı, bu süreçte işleten firmaya hazineden fark olarak 800 milyon dolar ödendi ve 2042 yılına kadar ayni firma işletmeye devam edecek, iyide zamanında söylenenleri bir hatırlayalım hani kimsenin cebinden 5 kuruş bile çıkmayacaktı, araç geçiş garantisi tutsa bile dövizle ödeme garantisi zarara sokuyor.
Bir büyük kara delikte yerli, milli Şehir Hastaneleri, bunlar içinde devletin kasasından tek kuruş çıkmayacaktı, projenin maliyeti bu güne kadar tam 203 milyar TL., bu parayla 875 tane 600 yataklı hastane yapılabilirdi, tek bir yatağın yıllık maliyeti 3 milyon TL.yi buldu. Bu gelecek nesilleri bile borca sokan bir soygun sarmalı.
Şehrin en güzel yerinde arsa devletten, müşteri garantisi de devletten % 70 doluluk garantisi, Kira dövizle, vergi yok, KDV, damga vergisi hepsi muaf, bu yapıların otopark, kantin, temizlik, laboratuar, görüntüleme hepsinin ihalesi kimlere verilmiş bakın bakalım, devlet neden kendi yapmadı, iyide o yandaşları kim, nasıl doyuracaktı.
Dostlar tarihin en büyük soygun projelerinden biridir Şehir Hastaneleri
TARİHİ FIRILDAK
İsmini yazmaya gerek var mı, hepinizin Çerçioğlu, dediğini duyar gibiyim, bu kişi 1.5 yıl önce bir açıklama yapmıştı, sosyal medyada da var şu aralar, ne demişti, iktidar tarafından bize yapılan baskıları ve kumpasları kitap haline getiriyorum, yakında yayınlanacak, yapılanların nasıl vicdansızca ve ahlaksızca olduğunu göreceksiniz diyor.
Sabırsızlıkla bekliyoruz o harika kitabınızı tarihi fırıldak o kadar zaman harcayıp, kafa yordun yayınlarsın her halde.
REZALET VE KEPAZELİK
30 Ağustos Devlet protokolü Anıt Kabir’ de yerini almaya başlıyor, protokolde yer alan subay, astsubay içeri giriş yaparken inanılmaz bir görüntü ortaya çıkıyor oda ne paşalar dâhil tüm askerlerin üstü polisler tarafından aranıyor ve bu Atatürk’ün askerleri olan başta paşalar olmak üzere hepsi buna sessiz kalıyorlar, itiraz yok, geri dönün girmeyin, tepkinizi koyun bu kadar mı yüreksizsiniz, siz nasıl insanlarsınız, komutansınız, ordularımızı yönetiyorsunuz öylemi, siz kendinizi bile yönetemiyorsunuz, yazıklar olsun ne diyelim, tam bir Rezalettir bu
Geçen yıllarda da yazmıştım ama bu kepazelik bir türlü bitmiyor, tüm Türkiye bu KEPAZELİĞE gülüp geçiyor buna rağmen Anıt Kabir’e bu cahil çığırtkanları AKP otobüslerine doldurup getiriyorlar, üst araması da yok bu özel ekibe ve Erdoğan lehine slogan atıyorlar görevleri bu ki Anıt Kabir’de slogan atamazsınız yasaktır ama Anıt Kabir Muhafız Alayı buna kesinlikle engel olması gerekirken hiçbir müdahele de bulunmuyorlar, bir tek CHP Ankara M. Vekili Umut Akdoğan müdahele ediyor, bu görev tamamlandığında mozeleye gidilmeden ayni araçlara bindirilip götürülüyorlar bu çığırtkanlar, gerçekten cahil bir kesim akıllı insanın orada ne işi var, peki C. Bşk. nı Erdoğan’ın böyle bir rezalete ihtiyacı var mı, o büyük insanların huzurunda, demek ki var ki yıllardır engel olmuyor, çok üzücü bir durum. Bu tam bir kepazeliktir.
Şuna da açıklık getirelim kepazenin anlamı, değersiz, utanmaz, rezil, gülünç ,niteliksiz’ dir.
Esas bomba haber bana göre bu böyle bir şeye hiç tanık olmadık, kapalı salonda Deniz Kuvvetleri ile ilgili bir tören, TSK’nın en üst düzey komutanları orada R.T.Erdoğan konuşacak sahneye büyük bir gemi maketi getiriliyor, ayakları olmayan bir şeyin üzerinde, bu ağır maketi Erdoğan’ın önüne getirip konuşması bitene kadar ellerinde dakikalarca tutanlar kim biliyor musunuz, aslında salonda görevlilerde var ama orada ciddi saray yalakaları var kim mi bir tanesi eski gen. Kur. Başkanı, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, diğeri Deniz Kuvvetleri komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, bir diğeri de İstanbul tersane komutanı Tüm Amiral Recep Erdinç Yetkin.
Üçüne de helal olsun ne diyelim insan nasıl böyle seviyesiz, kendini aşağılayıcı bir duruma düşürür, kendilerine sormak lazım.
Son olarak C. Bşk. nı Erdoğan Çin’e üç uçakla gitti , Biri ailesi ve yakınlarının olduğu Katar Şeyhinin hediye ettiği söylenen içinde yatak ,oturma ve yemek odaları, mutfaklar ve aklınıza gelmeyecek her şeyin bulunduğu uçak, ikinci uçak bunun kadar olmasa da yine de oldukça görkemli kendisine refakat edenleri götürüyor, üçüncü uçak ise askeriye ye ait kargo uçağı, Erdoğan’ın Çin’de bineceği lüks araçları şoför ve bakım elemanlarını ile taşıyan uçak, orada bizim elçiliğimizin veya Çin hükümetinin size tahsis edeceği araçlar var ama ABD başkanını örnek almaya devam ediyoruz, eleştirdiğinde itibardan tasarruf olmaz öylemi, milyon dolarlar tutuyor bu seyahatlerinizin gideri, ne yazık ki çarşıya ,pazara inemediğiniz için göremiyorsunuz, en yüksek emekli maaşı 16 500 TL., asgari ücret 22 bin TL. bu paralar sizlerin kahvaltısına yetmez, Ankara’daki 1150 odalı kaçak sarayın günlük gideri 40 milyon TL. yani her gün 10 tana orta halli daire parası bu kendinize gelin neymiş İtibardan tasarruf olmazmış, hadi oradan.
HUKUK ADALET RAFA KALKTI
Anayasa mahkemesi ve AHİM kararlarını tanımayan uygulamayan bir iktidar tarafından yönetiliyoruz, daha doğrusu hukuka saygı duymuyorlar, derler ya Hukukun üstünlüğünün bittiği yerde ot bile bitmez.
Siyasi parti kongreleri hakkında karar almak seçim kurulları ve Yüksek Seçim Kurulunun yetkisi dâhilindedir, Anayasanın 79. Maddesi YSK dışında herhangi bir mahkeme karar alamaz diyor. YSK’dan mazbatasını almış itiraz olmamış, aradan 2 yıl geçmiş CHP İstanbul il kongresi Asliye hukuk mahkemesi tek bir hâkimin kararı ile iptal ediyor ve yerine başkalarını atıyor bu karar yok hükmündedir. Bu mahkemenin seçim sonuçları için karar alma yetkisi yoktur ve iptal kararı veremez, atama yapamaz.
YSK’nın böyle bir kararı geçerli sayması kendisini inkârdır, bu görevi bir mahkeme asla devralamaz. 15 Eylül’de mahkeme bir usulsüzlük, hile tespit ederse kayyum atayamaz, çağrı heyeti atayabilir ancak bu heyet siyasi partiyi yönetemez sadece en kısa sürede kurultaya götürebilir.
Butlan kararı çıksa da Kılıçdaroğlu ve eski yönetim geri dönemez, kurultay kararı alınıp toplandığı gün Kılıçdaroğlu nun görevi bitmiştir, yönetime partiyi kurultaya götürecek bir heyet gelir. Mahkeme eğer 15 eylül de mutlak butlan yada çağrı heyeti kararı alırsa 21 Eylül’de yapılacak olağan üstü Kurultay’la bu karar boşa düşer, çünkü 21 Eylül’de seçilen partinin yeni yönetimi olacaktır, mahkemenin kararı bir önceki yönetimi bağlayacaktır.
Dostlar Adalet huzur ve barışın, hoşgörünün, liyakatin temelidir. Adalet demokrasinin, ekonominin, Cumhuriyetin temelidir, Adalet insanlığın ve mülkün temelidir, bu kadar önemli.
Kalın sağlıcakla

Share
375 Kez Görüntülendi.
#

SENDE YORUM YAZ

10+3 = ?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • ATATÜRK VE ANITKABİR

    06 Ekim 2025 Yazarlar

    Yazarı: Ali Güler… Anıt mezarlar, bütün ülkelerin devlet adamları, liderleri için, onların hatıralarını yaşatmak için yaptıkları önemli eserlerdir. Atatürk, “Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” demiştir. Atatürk, 10 Kasım 1938 günü saat 9.05’de öldü. Atatürk’ün yüzünün ve ellerinin mulajları-maskları- alındı. İslami usullere göre yıkanarak kefenlendi. 11 Kasım 1938 günü, Atatürk’ün naşı “tehnit” edildi. Kurşun tabuta kondu. Kurşun tabut da gül ağacından yapılan bir taşı...
  • TARİHİMİZ VE KAHRAMAN KADINLARIMIZ

    29 Eylül 2025 Yazarlar

    Anadolu tarihi incelendiğinde, kadınların yalnızca aile yaşamında değil, toplumun kaderini belirleyen kritik anlarda da ön saflarda yer aldığı görülür. Bu kahramanlık örnekleri yalnızca sözlü kültürle değil, resmi belgeler ve tarihsel kayıtlarla da günümüze ulaşmıştır. 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi sırasında Erzurum’da yaşanan Aziziye Tabyası müdafaası, kadınların ilk kez kitlesel bir şekilde cephede yer aldığını göstermektedir. Dönemin Erzurum Şer’iye Sicilleri ve askerî raporlarında, halkın kadın-erkek ayırt etmeksizin silahlandığı, düşm...
  • Gördüğünüz Tablo

    29 Eylül 2025 Yazarlar

    Değerli Okuyucular, Kadirşinas Dostlar. Ülkemizde maalesef çokça bir şeyler oluyor. Her birimiz bir şekilde olanlardan haberdar oluyoruz. Üzülüyoruz, şaşırıyoruz, merak ediyoruz, fakat kabullenmekte inanmakta zorlanıyoruz. Çünkü olanlara farklı açılardan bakıyoruz, farklı kaynaklardan bilgileniyoruz. Kimse kusura bakmasın taraftar olarak değerlendiriyor yorumluyoruz. Haklıyı, doğruyu, bizim olmayanı kabul etmiyoruz. Aksine menfaatperest değerlendiriyor, ilkesel değil kişisel davranıyoruz. Haktan yana olup, adaleti g...
  • Çare Her zaman Kendiniz siniz!

    28 Eylül 2025 Yazarlar

    Sorgulamayan bir toplum, karnını doyurmakla midesini doldurmak arasında ki farkı sorgulamıyorsa, Ülke varlıkları yerli yabancı birilerine peşkeş çekilmesinin bu gününe, geleceğine konulan ipotek olduğunun, yolsuzlukların ya farkında değil veya umursamıyorsa, yasakların yandaşlar için değil doğruyu söyleyenlere, aydınlık bir geleceğin savunucularına, uyarı görevini yapanlara uygulandığı bir dönemden geçerken halkın %35-40'ının bütün bu olaylar karşısında kararsızlığının literatürde karşılığını bulmak gerçekten zor.Toplumun temel değerlerini...